Bütün insanlar üç sınıfa ayrılmıştır: Hareket ettirilemeyenler, hareket ettirilebilenler ve hareket edenler.
Ara

Yöneticinizi Siz Yönetin / Psikolojik Sorunlar

Yöneticinizi Siz Yönetin

Prof. William P. Anşony



KİTABIN ÖZETİ :

Yöneticilik üstüne birçok kitap yazılmıştır. Fakat patronun veya yöneticinin nasıl yönetileceğine dair bir eser kaleme alınmamıştır. Oysa batı'da, yönetim artık tabandan tavana doğru işlemekte, batılı şirketler verimliliğin sırrını bu uygulamada aramaktadır. Bu kitap, kendi alanında bir yönetim geleneğini yıkmakta, yönetim sanatına çağdaş bir boyut getirmektedir.

İş yerinde saygı uyandıracak bir kişilik nasıl yaratılır? Karar işlemine daha etkin biçimde nasıl katılmalı? İşle ilgili sorunları yöneticiyi kırmadan nasıl konuşmalı? Çalışmalarınızı nasıl takdir ettirir siniz? Sorun getiren değil de, soru çözen biri nasıl olursunuz?

Unutmamak gerekirse yöneticinin yönetim biçimi, gerek meslek hayatınız üzerinde gerekse özel hayatınız üzerin de çok etkilidir. Yöneticiyi yöneltmek genellikle mümkün değildir. Ama duruma egemen olabilirseniz yöneticinizle ilişkinizde girişim önceliğini ele geçirebilirsiniz.

Bu konu :

- Yöneticinizle ne tür bir iletişiminiz var ?

- İşiniz ne kadar güvenceli ?

- Ne zamandır bu şirkettesiniz ?

- Uzun zamandan beri aynı yöneticinin yanında mı çalışıyor sunuz ?

- Şirketiniz zor bir dönemden mi geçiyor ?

- Yöneticinizle aranızda güçlü bir dostluk var mı ?

Sorularının içeriğinde gizlidir.

Yöneticinizi yönetebilmek için, onun davranış biçimlerini ve bunların sonuçlarını etkilemeniz gerekir. Güç, yönetimde çok önemli bir öğedir. UYARIM ? DAVRANIŞ ? SONUÇ ilişkisini yönetebilmeniz için gücünüzün olması gerekir. Şirket içinde yönetici ve astlarının rolünü iyi biliyorsanız, yöneticinizin beklentilerini yaratıp ve gerçekleştirebilirseniz şirket içinde güçlüsünüz demektir. Güç demek, birisine normal olarak yapamayacağı bir şeyi yaptırmak, ya da normal olarak yapacağı bir şeyi engellemek demektir. Gücün kullanılması bir etki sürecidir ve yetkinin kullanılmasından farklıdır. Yetki mevkiden gelir. Güç ise bireyin kendisinden kaynaklanır.

Bir yöneticiyle bir ast verimlilik ve başarı ilişkisiyle birbirine bağımlıdır. Yönetici sizden yönetilen bir ast gibi davranmanızı bekler. Ama bu sizin her söyleneni yapacağınız ya da ancak söyleneni yapmanız gerektiği anlamına gelmez. Çoğu yönetici yanlarında durmadan ?'evet'' diyen insanların çalışmasından hoşlanmaz. İtiraz etmenin, tavsiyede bulunmanın, bu işin yapılmasında başka seçenekler önermekte lazımdır. Yalnız zamanını ve yerini iyi tayin etmek gerekir. Genellikle emri amir verir, memur da uygular. Bu tür komuta zincirinin var olduğu yerlerde, yöneticilerin hem yetkisi hem de gücü vardır.

Üstlerin yetkisi, ancak astların O yetkiyi kabul etmesiyle var sayılır. Çünkü astların da yetkiyi kabul veya reddetmek gibi bir güçleri vardır. Astlar yöneticinin yetkisini meşru ve uygun bulmalıdır. Bulmuyorsa O yetkiyi saptırmak yada dinlememek gibi yollara başvurur ve onu kabul etmemekte direnirler. Astlar yöneticinin yetki sınırlarını büyük ölçüde etkileyebilir. Hatta, yöneticisiyle olan ilişkilerinin sonuçlarından sorumlu olan da genellikle kendileridir.

Astlarla yöneticiler arasında ilişkileri belirleyecek güç temelleri ne olmalıdır ?

- Uzmanlık gücü

- Ödüllendirme gücü

- Cezalandırma gücü

- Kişilik gücü

- İlgi yoluyla güç (atıflı güç)

- Mevki gücü

Yöneticinizle aranızdaki ilişki, tanımsal olarak karşılıklı bir ilişkidir. Onun davranışları sizin davranışlarınızı sizin davranışlarınız ise onun davranışlarını etkiler. İlişkinizdeki uyarım ve sonuçları etkilemekte yöneticinizin davranışları üzerinde de etkili olabilirsiniz. Bunu başarılı biçimde yapabilmek için kendinize sağlam bir güç temeli edinmeniz gerekir. O sağlam güç temelini nasıl kullanacağınızı bilmek yöneticinizle olan ilişkinizde, uyarım ve sonuçları yönetmenizi de sağlayacaktır. Eğer yöneticinizi yönetmek istiyorsanız, onunla ilişkinizi etkileyen faktörleri yönetmelisiniz. Bu ilişkiyi yönetmek için dayandığınız yetki olamaz. Astların yöneticiler üzerinde yetkisi yoktur. Ama gücü yaratabilirler.

GÜCÜNÜZÜ NASIL KULLANABİLİRSİNİZ

Görevinizi iyi biliyorsunuz ve iyi yapıyorsanız, Bunun sonucu olarakta iyi verim alıyorsunuz demektir. Ancak sizin verim değerlendirmeniz, yöneticinizin yaptığı değerlendirmeyle aynı olmalıdır. Başarılarınızı yöneticinizin bilmesi sizin kendi sorumluluğunuzdur. Gerçi yönetici astlarını tanımaktan sorumludur ama, siz de ast olarak onun hakkınızda bilgi edinmesine yardımcı olmakla sorumlusunuz. İşinizdeki kuvvetli taraflarınızdan kuvvet alıp, zayıf taraflarınızı yenmeyi ve kendinizle yöneticiniz arasında bir bağımlılık yaratmaya çalışın. (Tıpkı anne-babasının çocukları üzerindeki gücü de bir bağımlılık ilişkisidir.) Mevkinizin gücünü biliyorsanız, tek başına verebileceğiniz kararların ne olduğunu, hangilerinin yöneticiniz tarafından gözden geçirilmesi gerektiğini de bilirsiniz. Yöneticinizi başarılı gösterecek hareketler yapmakla yöneticinizden övgü alırsınız. Bu da övgüye dayalı bir bağımlılık gücü yaratabilir.

Yanınızda güçlü elemanlar çalıştırmak, mesleğinizle ilgili konferans ve tebliğlerde bulunmak, yöneticilerle aynı dernek ve faaliyetlerde bulunmak gücünüzü arttıracaktır. Kendi alanınızdaki mesleki yayınları izleyin, işinizle ilgili kurslara katılın, kazandığınız beceri ve deneyimleri iş yerinizde uygulayın. Bilgi beceriniz ile işinizi canlı tutun ve iş yerinizi zamanın gerektirdiği yenilikler ile donatın. Unutmayın ki bunları uygularken yeteneğinizi üstlerinize göstermekte çok önemlidir. Beceri ve bilgiyi gösterirken çok bilmiş gibi görünmemek de önemlidir. Güç göstermek adına işin başa çıkabileceğinizden fazlasını üzerinize almak da çok tehlikelidir. Bir şirkette güç kullanılması, sağduyu ve sağlıklı kararlar çerçevesinde olmalıdır. Yöneticinizle aranızdaki uyarımları ve sonuçları yönetebilmek için; güç ilişkisini en açık şekliyle anlamış olmanız gerekir. Sizin bir ast olarak yöneticinizle ilişkilerinizi biçimlendiren etkenleri denetlemeniz mümkün değilse bile, en azından gücünüzle etkileyebilirsiniz. Bir güç temeli oluşturmak için güçlü yanlarınızdan yararlanmanız, zayıflıklarınızı yenmeniz gerekir. Güçlü yanlarınızla kuruluştaki görevinizi etkilersiniz. Dolayısı ile yöneticinizin görevini yerine getirmesini de etkilersiniz. Eğer yöneticinize görevini yaparken bir problem getirmiyorsanız, daima destekleyici oluyorsanız, hatta görevinizde yöneticinize örnek olacak vasıflarınız varsa, yöneticiniz üzerinde bir güç oluşturabilirsiniz.

SONUÇ :

Yöneticinizin sizi sorun çıkaran değil, sorun çözen biri olarak görmesini tabii ki istersiniz. Ne zaman karşısına bir sorun çıksa, o sorunu getirip yöneticisinin kucağına bırakıveren bir eleman olarak tanınmak istemezsiniz. Tersine yöneticinin başındaki sorunları beceriyle çözümleyen biri olarak tanınmayı arzu edersiniz.

Sorun çözme sürecinin sekiz önemli aşaması vardır. Sorunu tanımlama, varsayımları belirleme, seçenekler geliştirme, çözüm yollarının analizini yapma, uygun çözüm yolunu seçme, çözümü uygulama, izleyip değerlendirme.

Bir ast olarak kendi sorunlarınızın sorumluluğunu üstlenmeli, karşınıza çıkan sorunlar başkaları tarafından yaratılmış olsa bile, onları suçlamaktan ve çözüm için onlara bağımlı olmaktan kaçınmalısınız. Sorunları ortadan kaldırmak için bir şeyler yapması gereken sizsiniz. Gerçekçi planları geliştirmeye de istekli olmalısınız. Sizi, getirdiğiniz çözümleri işlerliğine göre değerlendireceklerdir. Çoğu çözüm kağıt üzerinde pek güzel görünür ama maliyet, zaman gibi nedenlerle iyi sonuç vermez.

Son olarak, seçtiğiniz çözümü uygulamaya ve izlemeye de istekli olmalısınız. Başkalarının fikirlerini eleştirmek, işlerin nasıl yapılması gerektiği konusunda önerilerde bulunmak kolaydır. Ama, uygulayabileceğiniz ve uygulayacağınız bir çözümle ortaya çıkmakta ayrı bir şeydir.

Yöneticinizin karşılaştığı sorunların çözümüne yardımcı olma sorumluluğunuz da vardır. Bir ast olarak, yöneticinizin sorunlarından siz de etkilenirsiniz. İlk yapacağınız sorunları daha oluşmadan önlemeye çalışmaktır. Bundan sonra istenilmeyen işlere karışmamaya özen göstererek, yöneticinize sorunlarının çözümünde yardım etmeye gönüllü olmanız gerekir. Bunun sizden istenmesini her zaman beklemeyin. Son olarak da bir şeyi yapmaya söz verdiğiniz zaman, ya da sizden bir şey istendiği zaman, o işi vaktinde yapıp bitirin. Yöneticinizin size güvendiği işlerde, gecikmeler ya da yarım yamalak çabalar, sorun çözen değil, sorun yaratan biri olmanıza yol açar.

Bu arada, yöneticinizin gözündeki ve şirket içindeki yerinizi de bilmeniz gerekir. Başkalarının sizi ne gözle gördüğü, yöneticinizi ne kadar etkileyebileceğiniz ve onu ne oranda yönetebileceğiniz üzerinde rol oynar. Yöneticiniz sizi sorun çözücü olarak mı görüyor? Yöneticinizin ve diğerlerinin gözünde işinin ehli biri misiniz? Şirketiniz sizi, birlikte çalıştığınız kişilerden daha iyi ödüllendiriyor mu? Eğer yöneticiniz size pek az değer veriyorsa, O zaman onu yönetmeniz bir hayli zor olur. Yöneticinizi yönetmek niyetindeyseniz, üstün ve başarılı olmanız gerekir.

Yöneticinizi yönetebileceğinizi bilmek, bu işi başarmanın ilk adımıdır. Şimdi burada önerilmiş fikirleri uygulayıp, yöneticinizle daha iyi bir ilişkinin ve daha verimli bir iş hayatının ödüllerini toplayın.

Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...