Mum dibine ışık vermez.
Ara

Savunma Mekanizması Kurbanı Hakemler / Psikolojik Sorunlar

Savunma Mekanizması Kurbanı Hakemler

?Savunma mekanizması?nı tek cümle ile özetleyecek olursak; ?Kişinin başa çıkmakta zorlandığı durumlardan ?kaçış'ı, ve bunun için saptığı yan yolun sonundaki çıkmaz sokaktır? diyebiliriz.

Ancak burada savunma mekanizmalarının, son tahlilde ne kadar yararlı olduğunu incelemekte fayda var diye düşünüyorum. Çünkü uygulanan bu yöntem, sorunun aslını gidermemekle kalmayıp, uzun vadede daha da zararlı olmasına yol açabilmekte olan geçici bir rahatlama sürecinden ibarettir. Üstelik bir kişi bununla o geçici süre boyunca rahatlarken, diğer bazıları bundan zarar görebilmektedir...

Bu, 24 yıl öncesinin bilgileri ve ondan hatırda kalanlara kişisel deneyimler katılarak yazılan bir yazı olduğu için, elbette ki bilimsel olma iddiasında değil; bunu unutmamak gerek...
Bu doğrultuda savunma mekanizmalarından birini kendi bildiğimce yansıtmak istiyorum: ?Projection?, yani ?yansıtma?.

Bu, toplumumuzda ?hatta belki başka toplumlarda da- en sık kullanılan savunma mekanizması olabilir diye düşünüyorum. Kısaca tarif edecek olursak; ?herhangi bir durum karşısında göstermek istenilen tepkinin, o duruma ?yani o objeye- yöneltilmesinin getirebileceği zararlar dolayısı ile, başka bir objeye yöneltilmesi, yansıtılmasıdır?.

Bunun en tipik örneklerinden biri, toplu bir galeyana dönüşebilen futbol maçlarındaki sözlü veya fizikî şiddet eylemleridir...
Evde karısına, iş yerinde şefine, patronuna, mağazada tezgahtara, otobüsteki şoföre, öğretmene, ev sahibine gösterilmek istenen, ancak bunun karşılığında çıkarlarına zarar gelebileceği düşüncesi ile o objelere gösterilemeyen tepkiler, zararı olmayacağı düşünülen objelere öfke olarak yönelir ve o kurbanlara yansıtılır.

Futbol sahalarında tüm tribünlerin şah damarları patlarcasına şişerek ?.bne hakem? diye bağıran sporseverleri (!) aslında yukarda saydığım durumların benzerlerinden nasiplerini almış insanlardır çoğu kez. Keza çıkışta veya maç öncesi sopalarla, bıçaklarla yaşanan kavgalar da genellikle uygulanan ?projection?, yani ?yansıtma?nın ürünüdür demek sanırım yanlış olmayacaktır. Hele hele bu tür davranışları gösterenlerin sadece serseri gençlerden kurulu bir çapulcu alayı olmayıp, kerli ferli, saçlarına ve başka yerlerine ak düşmüş pozisyon sahibi adamları da içerdiği düşünülecek olursa!

Sıklıkla görülen bir diğer bir kurban gurubu da çocuklardır.
Adam dışarıda şuna buna kızar, susmak zorunda kalır, eve gelir karıyı paylar... (Obje değişmiş, yansıtma yapılmış, öfke karıdan çıkartılmıştır.)
Kadın kocaya bozulur, ses çıkartamaz, alır eline terliği çocuğu döver. (Obje değişmiş, yansıtma yapılmış, öfke çocuktan çıkartılmıştır.) İşte bu kadar basit!

Basit öyle mi! Peki ya o çocuğun ruh hali? İstikbali? Özgüveni? Değer yargıları?
Alın size müstakbel şiddet yanlısı ve uygulayıcısı bir birey!
Sonra da oturun ?medyada şiddet? tartışmaları yapın...

Psikolojik bir kavramı ekonomiye doğru yönlendirmem garip gelecek belki bazılarınıza, ama bunun sebebi ekonomiktir; çünkü gerçek objeye gösterilemeyen öfke genellikle ?döt korkusu?ndandır, sosyal güvence ve eğitim yetersizliğindendir.

Bireyler, iş kaybetme korkusu olmasa, kocanın boşama korkusu olmasa, otobüsten atılma, zayıf not alma, istediği kazağı alamama, evden atılma korkularını yaşamasa; bunlara bağlı olarak birey olma özgürlüklerine ve özgüvene sahip olabilseler, öfkelerini gerçek hedeflerine gösterebilseler, ?yansıtma? mekanizması kullanmaya daha az gereksinim duyarlardı. Hakemlere .bne diye bağırılmaz, çocuklar daha az dayak yerlerdi...

Sonuç cümleleri çok sayıda olabilir, ama birkaçı ile yetinmek istiyorum.
Bireyin öfkesini gerçek hedefe yöneltememesi sonucunda, farklı bir objeye yönelmesi, o bireyi bir süre için rahatlatacaktır. Öfkesini kusmuştur çünkü. Ama o öfkeye hedef olan kişi yaralanmıştır bu kez. Bu defalarca tekrarlanır, kişi geçici rahatlamalarla hayatını ?idare eder?. Ama özü çözülmeyen sorun, yani bağımsız olamama, özgüvenli olamama durumu o kişiyi ömür boyu takip edip daha da derin psikolojik sorunlara yol açabildiği gibi; onun öfkesinin objesi haline gelen masum kurbanlar da psikolojik olarak sorunlu hale gelebilirler.

Ne yapılabilir?
Savunma mekanizması kullansak da mı hastalansak, hasta etsek; kullanmasak da mı zarar görsek?

Bu sorularım işin komiğini ortaya çıkarmak içindi; çünkü bu mekanizmalar bile isteye kullanılmıyor, bilinçaltı bu görevi ifa ediyor, ve şartlar değişmedikçe de böyle sürüp gidecek.

Cevap ekonomide ve eğitimde.

Sahi, hakemlerin kaç tanesi gerçekten .nedir acaba?

Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 2
 

jubaali 13.11.2010 06:42:40 Tarihinde yorumlamış

çogu bne derdim ama bu sefer senin yazdıkların doğrulunu benim yüzümden kabul olmuş olur :) o yüzde bilmem kaç kişi :) neyse yazın güzel eline sağlık
Yöneticiye Bildir

lalegs 16.06.2009 02:12:20 Tarihinde yorumlamış

güzel bir açıklama konu hakkında ama uslüp yanlışbazı cümlelerde karı kelimesi hoşuma gitmedipaylaşmak istedim
Yöneticiye Bildir
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...