Kaptanın ustalığı deniz durgunken anlaşılmaz.
Ara

İşaret-Gestalt Kuramı / Psikolojik Sorunlar

İşaret-Gestalt Kuramı

KONUNUN ANA HATLARI
. Tolman'ın amaçlı davranışçılığı . Bütüncü davranış
. Tolman'a göre öğrenme: beklentileri denenceler, pekiştirmeye karşı doğrulanma, bilişsel harita
. Zihinsel deneme-yanılma
. Performansa karşı öğrenme
. Tepki öğrenmeye karşı amaç öğrenme kanıtları . Öğrenmenin değişkenleri . Çevresel değişkenler
. Bireysel farklılık değişkenleri . Ara değişkenler . Öğrenme türleri
. Kateksis (Caşexes) . Eşdeğer inançlar . Alan beklentileri . Alan-biliş yolları . Dürtü ayırımları . Hareket biçimleri
. Tolman'ın kuramının eğitim açısından doğurguları

EDWARD CHACE TOLMAN (1886-1959)
Tolman, "Hayvanlarda ve İnsanlarda Amaçlı Davranış" adlı temel çalışmasında kuramını amaçlı davranışçılık olarak nitelendirmektedir. Daha sonra, bu kuramı işaret-gestalt ya da beklenti kuramı olarak adlandırmıştır. Tolman'ın öğrenme kuramı davranışçılık ile Gestalt'ı birleştiren bir kuramdır. Tolman, davranışçılar gibi psikolojinin tamamıyla objektif bir bilim olmasını savunmuş, içebakış yöntemini reddetmiştir. Tolman, insan ya da hayvan davranışlarının, onların amaçları, niyetleri, bilgileri, düşünmeleri, planlamaları, anlamlandırmaları ile nasıl ilişkili olduğu açıklamaya çalışmıştır.
Küçük davranış birimleriyle değil, bütüncü davranışlarla çalışmak gerektiğini savunmuştur. Tolman, davranışçıların, davranışı çok küçük birimlere analiz ederken, bütünü gözden kaçırdıklarını ifade etmiştir. Ona göre davranış, amaca yöneliktir; davranış, ulaşılacak amaç doğrultusunda, çevre koşullarına göre değiştirilebilir, uyum sağlayabilir bir özelliğe sahiptir.Tolman, yöntem bakımından davranışçı, metafizik yönünden bilişsel bir kuramcıdır. Diğer bir deyişle, davranışı bilişsel süreçleri keşfetmek amacıyla çalışmıştır. Tolman'ın davranış kuramının özellikleri.

TOLMAN'IN AMAÇLI DAVRANIŞÇILIğI
Tolman, davranışçılığın objektifliğini benimsemiştir. Tolman'a göre davranış, amaçlı etkinliklerdir diğer bir deyişle, amaca yönelik etkinliklerdir. Labirent içindeki fare için amaç yiyeceği elde etmek ise, onun yiyeceği arama davranışı yiyeceği buluncaya kadar sürecektir. Bu durumdaki farenin davranışı amaçsaldır; yani amaca yöneliktir. Tolman'a göre de davranış amaca yönelik ise, organizma çevreyi araştırma ve amaca ulaşma çabasını sürdürecektir. Sonuçta her iki durumda da davranış amaçlıdır.
Davranış aynı zamanda organizmayı amaca ulaştıracak şekilde değişen koşullara göre değişir, uyum sağlar. Örneğin; birey işyerine kendi otomobiliyle gidebilir. Otomobili o gün yoksa taksiyle, otobüsle, bisikletle gidebilir. Ya da yürüyebilir. Organizma değişen çeşitli koşullara, sınırlamalara göre kendi bilgisini kullanarak amaca ulaştıracak en uygun davranışı seçer ve uygular.
Yukarda belirtildiği gibi davranış amaca yönelik olduğunda, amaç bazı şeylerden çıkmak, bazılarını da elde etmek olabilir. Kafesteki kuş, kafesten kaçmak için çabalarken; bir satıcı malının satışından kar elde etmeye uğraşır.Sonuçta davranış, organizmanın ulaşmak istediği ürün yani amaç tarafından yönlendirilir. Tolman davranışı amaç etrafında organize ettiğinden, kuramına amaçlı davranışçılık adı verilmekle birlikte, moleküler davranış değil, bütüncü (molar) davranış üstünde çalışmak gereğini de vurgulamıştır.

BÜTÜNCÜ (MOLAR) DAVRANIŞ
Bütüncü davranışın ana niteliği amaçlı oluşudur. Tolman'a göre davranışı küçük parçalara, elementlere ayırarak çalışmak, davranışın.anlamını kaybettirmektedir. Bütüncü davranış, anlamı olan nisbeten büyükçe bir birimdir. Örneğin; farenin labirentte yiyeceği bulması, işe arabayla gitme, yemek pişirme, çamaşır yıkama, sınavda cevapları yazma vb. davranışlar bütüncü davranışlardır.Tolman, açıkça bütüncü davranışların çalışılması gerektiğini, davranışı moleküler olan hareketlere indirgeyerek çalışmanın davranışın bütünlüğünü ve anlamını kaybettirebildiğini düşünmüştür. Tolman 'ın amaçlı davranışçılık kuramında davranış; amaçlıdır, bütüncüdür, bilişseldir.

TOLMAN' A GÖRE ÖğRENME:
Beklentiler, Denenceler, Pekiştirmeye Karşı Doğrulama ve Bilişsel Haritaların Oluşumu:
Tolman'a göre öğrenme; temel olarak çevreyi keşfetme sürecidir. Tolman'ın temel inancına göre, organizma kendini amaçlarına ulaştırabilecek çevre hakkında bilgi edinmektedir. Bu bilgi birimi, iki ya da daha fazla uyarıcı olaylar arasındaki ilişki (klasik koşullama) olabilir. Bundan başka, bir uyarıcı (U1) bu uyarıcıya yapılmış bir tepki (T1) ve tepkiyi izleyen bir diğer uyancı (U2) arasındaki ilişki (U1-T1-U2; araçsal koşullarna) de olabilir. ilk açıklanan bilgi birimi (U1-U2) şöyle örneklendirilebilir. Bir öğrenci gündüz saat 12.00 (uyarıcı) olduğunda, bunu öğle yemeğinin (uyancı) izleyeceğini öğrenir. Diğer bir deyişle, saat 12.00 olduğunda öğle yemeği yeme beklentisi oluşur. Bu nedenle Tolman bir uyarıcı-tepki kuramcısı değil, uyarıcı - uyarıcı (U1-U2 S1-S2) kuramcısı olarak anılır.
Yaşantı geçirmeden önceki ilk geçici beklentilere denence denir ve yaşantılarla doğrulanır ya da doğrulanmaz. Denenceler doğrulandığında beklenti devam eder, doğrulanmadığında ise terk edilir. Lezzetli bir yemek yeme beklentisiyle belli bir lokantaya giden kişi, lezzetsiz bir yemek yemişse kurduğu denence doğrulanmamış, onaylanmamış demektir. Gelecek sefer aynı lokantaya gitmez.
Tolman'ın denencenin doğrulanması durumu ile diğer davranışçıların pekiştirme olarak adlandırdığı durum arasında benzerlikler vardır. Ancak, Tolman için pekiştirme bir öğrenme değişkeni değildir. Yani öğrenme için pekiştirme önemli değildir. Örneğin; birey, kapı zilini gerekmediği için çalmasa da düğmeye bastığı zaman zil sesini duyacağını öğrenir; böyle bir beklenti oluşur. Bu durum pekiştirme olmaksızın meydana gelir. Kapı zilini çalmak amaç olduğunda o zaman beklenti harekete geçirilir.Ayrıca Tolman'a göre, öğrenme için güdülenme gerekli değildir.Tolman'ın kuramında güdülenme önemli bir yer tutar. Çünkü güdülenme, organizmanın çevredeki hangi olaylara dikkat edeceğini belirler. Örneğin; aç bir organizma çevre de yiyecekle ilgili olaylara dikkat eder, susuz bir organizma da çevredeki su ile ilgili uyarıcılara dikkatini yöneltir. Tolman'a göre güdülenme "algısal vurgulayıcı" olarak görev yapar.
Tolman'ın kuramında temel sayıltı şudur: Organizma bilgiyi, çevresel olaylara dikkat etme ve onları keşfetmesinin bir sonucu olarak kazanmaktadır. Bunun için ödül gerekli değildir. Sadece yaşantısal olayların bitişikliği yeterlidir. Tolman'a göre amaca yönelik birinci uyarıcı (U1), birinci tepki (T1) ve ikinci uyarıcı (U2) sırasıyla gelirse beklenti güçlenir. Ancak birinci uyarıcıya karşı yapılan birinci tepki ikinci uyarıcıyla izlenmezse beklenti zayıflar ya da yok olur (lokanta örneğinde olduğu gibi). Diğer bir deyişle, organizmayı amaca ulaştıran tepkiler, organizmanın kurduğu denenceleri doğrulayarak beklentisini güçlendirmekte, amaca ulaştırmayanlar ise duruma ilişkin beklentisini zayıflatmakta, organizmayı başka bir yöne yöneltmektedir.
Sürekli olarak gerçekleşen bir beklenti, Tolman'ın süreç-amaç uygunluğu olarak tanımladığı "inanç" kavramını geliştirmektedir. Organizmanın beklentileri sürekli olarak gerçekleştiğinde, belli bir yolu izleyerek belli bir amaca ulaşacağına ilişkin inancını geliştirir.

Eğer organizmaya çevresini keşfetme imkanı verilirse, çok sayıda uyarıcı1-uyarıcı2 (U1-U2) ve Uyancı1-Tepki1-Uyarıcı2 (Ul-TI-,.U2) bağlaşımları kazanabilir. Organizma bu kazandığı bilgiyi birbirinden ayrı, bağımsız birimler halinde değil, organize edilmiş bilgi halinde sak!ar. Organizmanın çevreye ilişkin organize edilmiş bu bilgi türüne bilişsel harita adı verilmektedir.
Bilişsel harita denencel nitelikte olan geçici beklentilerin test edilmesi yoluyla gelişir. Denence test etme süreci, bilişsel haritanın gelişiminde önemli bir yere sahiptir.Organizma bilişsel haritasını kullanarak diğer koşullar eşit olduğunda kendisini en kısa şekilde amaca ulaştıran yolu seçmektedir. Bu duruma en az çaba ilkesi denir. Tolman ve Hull "organizma eğitildikten sonra alternatif yollardan, kendisini en kısa sürede ve en az çaba gerektirecek yolu kullanarak amaca ulaşmaya çalışır" şeklinde ifadelendirmektedir.

ZİHİNSEL DENEME YANILMA (VICARIOUS TRIAL and ERROR)
Tolman, organizmanın, seçimden önce seçme noktasında durup, karar verme öğelerini bilişsel olarak gözden geçirdiği bu sürece zihinsel deneme-yanılma adını vermektedir.Labirentteki fare, çözümü seçme noktasında durup etrafına bakınır; sanki amaca ulaşmak için daha uygun alternatif bir yol olup olmadığını irdeler gibidir. Gözlenebilir davranış olarak deneme-yanılma yerine bilişsel olarak birinci çözümü, sonra sırasıyla diğerlerini denemektedir. Bu bilişsel deneme-yanılma süreci çözümü buluncaya kadar devam etmektedir.

PERFORMANSA KARŞI ÖğRENME
Tolman'ın sisteminde beklentiler, organizmanın öğrendiği küçük bilgi birimleridir ve organizma çevreden çok şey öğrenir. Ancak tüm bu öğrendiklerini etkinlik olarak göstermez. Öğrenilen bu bilgileri onlara ihtiyaç duyulunca ya kadar bellekte saklanır sessiz kalır. Örneğin A bankasının yerini biliriz, ancak bankaya ihtiyaç duyuncaya kadar bu bilgiyi kullanmayız.
Tolman, öğrenme ve performans arasında kesin bir ayırım yapan öncü psikologlardan biridir. Genel olarak, öğrenilenlerin gerek duyulduğunda gözlenebilir davranışa dönüştürülmesine performans denir. Organizma, talep edildiğinde ya da ihtiyaç hissettiğinde bilişsel haritasındaki bilgilerden yararlanarak ihtiyacı giderici davranışı gösterir.

TEPKİ ÖğRENMEYE KARŞI AMAÇ ÖğRENME KANITLARI
Geleneksel uyarıcı-tepki kuramcılarına göre organizma, belli içsel ya da dışsal uyarıcılara karşı belli tepkilerde bulunmayı öğrenir. Tolman'a göre ise, organizma hangi uyarıcı-tepki kombinasyonlarını hangi uyarıcıların izleyeceğini bilmek için, amacı yani elde edeceği ödülü öğrenir. Kısaca, Tolman'a göre organizma, sonuçta elde edeceği ödülü, ya da pekiştirme koşullarını bilerek hareket eder ve ona ulaşma yollarını öğrenir. Diğer bir deyişle, organizma hareket değil, amaca götürecek yolları öğrenmektedir.

ÖDÜL BEKLENTİSİ
Tolman'a göre, bir problem çözme durumunda, amacın nerede olduğunu ve bu amaca ulaşmak için izleyeceğimiz en kısa yolu öğreniriz. Belli olayların, başka bazı olaylar tarafından izlendiğini öğreniriz. Organizma eğer belli bir yere giderse belli bir pekiştireç elde edeceğini öğrenir. Tolman hayvanın almayı beklediği pekiştireç değiştirilirse performansının düşeceğine inanmaktadır. Ödül beklentisiyle ilgili ilk önemli gözlemlerden birisini Tinklepaugh (1928) yapmıştır. Deneyinde maymunun gözü önünde iki kutudan birinin altına muz yerleştirmiştir. Ancak, maymunun kutuyu ve muzu hemen alması engellenmiştir. Birkaç saniye sonra maymun hiç yanılmadan doğru kutuyu seçerek muzu almıştır. Bu davranış kazanıldıktan sonra, deneyin diğer aşamasında; önce muz bir kabın altına saklanmış sonra maymun görmeden muz kabın altından alınarak, yiyecek olarak sevilmeyen marul yaprağı konmuştur. Maymun yiyeceğin saklandığı doğru kabı bulmasına rağmen, tercih ettiği muz yerine marul yaprağını bulunca şaşkınlık ve kızgınlık göstermiş yiyeceği reddetmiştir. Deney sonucu organizmanın elde edeceği ödülü bilerek tepkide bulunduğunu doğrular niteliktedir.

YER ÖğRENME
Yer öğrenme deneyleri, uyarıcı-tepki psikologlarının dediği gibi, belirli uyarıcılara karşı sadece belirli tepkilerin öğrenilmediğini; hayvanın içinde bulunduğu koşullara göre uygun alternatif davranışı seçerek amacına ulaşmayı öğrendiğini göstermek üzere düzenlenmiştir.
Deneylerden biri Tolmam Ritchie ve Kalish (1946) tarafından yapılmıştır. Bu deneyde fareler iki gruba ayrılmışlardır. Tepki öğrenme grubundaki fareler Şekil 4'te görülen bazen S1 noktasından bazen de . S2 noktasından başlatılmıştır.Ancak, nereden başlarlarsa başlasınlar hep aynı yöne döndüklerinde pekiştirilmişlerdir. Yani aynı yöne dönme tepkisi kazandırılmaya çalışılmıştır. Örneğin; eğer grup labirente S1'den bırakıldıysa sağa dönerek F1 'de beslenmeleri sağlanmış; grup, S2 den bırakıldıysa yine sağa dönerek yani bu sefer de F2 de beslenmişlerdir.
Yer öğrenme grubundaki fareler ise, nereden başlarlarsa başlasınlar hep aynı yerde beslenmişlerdir. Örneğin; farelerin hep F2' de beslendiğini düşünürsek, S1' den başlayan grup sola döndüğünde pekiştirilmiş, S2' den başlayan grup ise sağa döndüğünde pekiştirilmiştir. Bu denemeler günde altı kez olmak üzere 12 gün boyunca sürmüştür. Öğrenme ölçütü ise, arka arkaya 10 hatasız deneme olarak belirlenmiştir. Deneyin sonunda tepki öğrenme grubundaki sekiz fareden sadece üçü öğrenme ölçütüne ulaşırken,yer öğrenme grubundaki sekiz farenin tamamı başarılı olmuştur.
Yer öğrenen fareler karşılaştıkları problemleri, tepki öğrenen farelerden daha hızlı çözmüşlerdir.Yer öğrenmeye ilişkin bir başka deney de Tolman ve Honzik (1930a) tarafından yapılmıştır.Tolman ve Honzik bu deneylerinde amaca götüren alternatif yolları en kısa alanından en uzun olanına doğru kapatarak farelerin hangi yolu öncelikli olarak tercih ettiklerini ve farelerde iç görüyü araştırmışlardır. Şekil 5'te görüldüğü gibi fareyi, amaç olan yiyecek kutusuna götüren üç yol vardır. Bunlardan en çok tercih edilen ve en kısa olan yol birinci yoldur. En uzunu ve en az tercih edileni, ise üçüncü 'yoldur. Birinci yol A engeli ile kapatıldığında, fareler ikinci yolu tercih etmekte; ikinci yol B engeli ile kapatıldığında, bir ve ikinci yol birlikte kapatılmış olduğundan bu durumda zorunlu olarak en az tercih edilen üçüncü yolu seçmektedirler. Elde edilen bu bulgular, farelerin kör bir alışkanlık, ya da alışkanlık hiyerarşisinin otomatik bir performansı olarak değil, duruma göre oluşturdukları bilişsel haritaya göre etkinlikte bulunduklarını desteklemektedir.

ÖRTÜK ÖğRENME
Tolman ve Honzik (1930) tarafından yapılan bu deneyde fareler üç gruba ayrılmıştır. İki kontrol grubundan birinde fareler deney boyunca ödüllendirilmiş, yiyecek verilmiştir. Diğer kontrol grubunda deney boyunca hiç ödül verilmemiştir. Deney grubunda ise onbirinci güne kadar ödülsüz deneme yapılmış, onbirinci günden itibaren farelere yiyecek verilerek düzenli bir şekilde ödüllendirilmişlerdir. Deney 17 gün sürmüştür. Elde edilen bulgular şöyledir: Hiç yiyecek ödülü almayan kontrol grubundaki farelerin hata sayısında bir düşme olmakla birlikte, hata sayısı düzenli olarak ödül alan kontrol grubundaki kadar azalmamıştır. Ancak, onbirinci güne kadar yiyecek ödülü almayan, onbirinci günden itibaren ödül alan deney grubundaki farelerin hata sayısı, yiyeceği aldıktan sonra birden bire azalmış, hatta düzenli olarak ödül alan gruptaki farelerden daha iyi performans göstermişlerdir. Elde edilen sonuçlar Grafik 5'te verilmiştir. Bu durum, ilk 10 denemede de öğrenmenin meydana geldiği, ancak yiyecek alıncaya kadar bunu performans olarak göstermediğini ifade etmektedir. Bu bulgu, aynı zamanda Tolman'ın pekiştirmenin bir öğrenme değişkeni değil, performans değişkeni olduğuna ilişkin görüşünü de desteklemektedir.
Sonuç olarak, örtük öğrenme, performansa dönüştürülmeyen öğrenmedir. Öğrenme, performansa dönüştürülünceye kadar bellekte saklı kalmaktadır.

ÖRTÜK SÖNME
Tolman'ın kuramına göre, organizma kendisine verilen gözlem yapma fırsatlarıyla Tepki-Uyarıcı beklentisini öğrenmektedir. Örneğin, belli bir tepkinin kendisini yiyeceğe götürdüğünü öğrenir. Daha sonra organizma, artık bu tepkinin, yiyeceğe götürmediğini gözlerse, bu gözlemler sönmeyi meydana getirir. Bu koşullarda meydana gelen sönmeye örtük sönme adı verilmektedir. Diğer bir deyişle, daha önce de açıklandığı gibi organizmanın öğrenilmiş beklentilerinin karşılanmamasıyla sönme oluşmaktadır.

ÖğRENMENİN DEğİŞKENLERİ
Tolman, öğrenmenin bağımsız değişkenleri olarak çevresel değişkenleri ve bireysel farklılık değişkenlerini ele almaktadır. Tolman ayrıca psikolojiye ara değişken kavramını getirmiştir. Bireysel farklılık ve çevresel değişkenler ara değişkenlerle etkileşerek bağımlı değişkeni yönlendirmektedir.

ÇEVRESEL DEğİŞKENLER
Tolman'a göre bağımlı değişkeni etkileyen çevresel değişkenlerden bazıları şunlardır:
1. Beslenme programı: Bu kavram hayvanın yoksun bırakılına tarifesine işaret etmektedir. Örneğin; hayvanın yemek yemesinden itibaren geçen zaman miktarı.
2. Amaç nesnenin uygunluğu: Verilecek pekiştirici uyarıcının hayvanın dürtü durumuna uygun olmasıdır. Örneğin; susuz bir hayvan için yiyecek pekiştirici olamaz.
3. Verilen uyarıcıların tür ve biçimleri: Öğrenme durumunda hayvana sağlanan işaret ve ipuçlarının uygunluğu, açıklığıdır.
4. Öğrenme durumunda gerekli olan motor tepkilerin türü: Örneğin; koşma, keskin dönüşler vb.
5. Labirentte ilerleme ve başarılı olma biçimi: Deneyi yapan kişi tarafından belirlenen, bir labirenti çözümlemek için gerekli olan yol, dönüş biçimi
6. Deneme sayısı ve bu denemelerin birikik doğası.

BİREYSEL FARKLILIK DEğİŞKENLERİ
Tolman, davranışı etkileyen çevresel değişkenlere ek olarak bireysel farklılık değişkenlerini ele almıştır. Bireysel farklılık değişkenleri, her bir çevresel değişkenle etkileşimde bulunur ve ara değişkenlerin de etkisiyle bağımlı değişken olan davranış meydana getirilir.
Tolman'ın ele aldığı bireysel farklılık değişkenleri şunlardır:
(H) 1. Kalıtım
(A) 2. Yaş)
(T) 3. Önceki eğitim
(E) 4. Organizmanın hormon, ilaç ve vitamin koşullan

ARA DEğİŞKENLER
Organizma, verilen bir hedefe tek bir yolu kullanarak değil, çok çeşitli alternatif yolları değerlendirerek ulaşmaktadır. Bu durumda Tolman, amaca ulaşmada kullanılan karmaşık, bütüncü davranış çeşitliliğinin nedenlerini açıklamaya çalışmıştır. Tolman, bu sorunu ara değişken kavramını kullanarak cevaplamıştır. Ara değişken, bağımsız değişken ve bağımlı değişken arasındaki ilişkiyi açıklamaya yardımcı olmak üzere oluşturulmuş bir yapıdır. Bu yapı kuramcı tarafından geliştirilmiş soyut bir betimlemedir. Tolman, ara değişken olarak bilişi görmektedir. Biliş, hem uyarıcıya hem de tepkiye müdahale eden bir öğedir. Bireyin çevresindeki dünyaya ilişkin algıları, inançları onun etkinliklerini etkilemektedir.

ÖğRENME TÜRLERİ
Tolman?a göre öğrenme türleri: Kateksis (Caşexes), eşdeğer inançlar, alan beklentileri, alan-biliş yolları, dürtü ayırımları ve hareket biçimleridir.

KATEKSIS (CAŞEXES)
Kateksis, belli dürtü durumlarıyla belli nesneleri ilişkilendirme eğiliminin öğrenilmesine işaret etmektedir. Örneğin, belli bir ülkedeki bireyler açlık dürtüsünü belli yiyeceklerle giderebilirler: Karadeniz bölgesinde yaşayan bir birey, genellikle açlığını hamsi balığı yiyerek giderme eğiliminde olabilir. Organizma belli dürtü durumunda belli nesnelerden kaçınmayı öğrenmişse, bu duruma ?olumsuz kateksis" denmektedir.

EŞDEğER İNANÇLAR
Tolman, bu öğrenme türünün, fizyolojik dürtülerden çok "sosyal dürtülerin" doyurulmasıyla, ilgili olduğunu düşünmektedir. Tolman 1949'da bu durumla ilgili şu örneği vermektedir. Yüksek not alma algısı, öğrencinin bir müddet sevgi ve kabul edilme ihtiyacını tatmin edecektir. Hatta arkadaşlarına aldığı notlardan söz etmese bile, öğrenci için A almak, sevilme ve kabul edilmeye eşdeğer olarak görülecektir.

ALAN BEKLENTİLERİ
Alan beklentileri, biliş haritasının geliştirildiği gibi oluşturulmaktadır. Organizma, neyin neye götüreceğini öğrenir. Örneğin; belli bir işaret gördüğünde onu belli bir diğer işaretin izleyeceğini bekler. Bu öğrenme türüne Uyarıcı-Tepki (U- T) öğrenme değil, uyarıcı-uyarıcı (U=U) öğrenme denmişti. Organizma bir işareti gördüğünde, bir sonrakinin onu izleyeceğini öğrenir. Bu tür öğrenmenin meydana gelmesi için tek pekiştirme, beklentinin yani denencenin doğrulanmasıdır.

ALAN-BİLİŞ YOLLARI
Alan-biliş yolu, bir problem çözme stratejisi yada yaklaşımıdır. Problem çözme stratejisinde önemli olan şey, bir problemi çözmede etkili olan bir stratejinin gelecekte benzer durumlarda da kullanılmasıdır. Etkili alan-biliş yolları yada problem çözme stratejileri, bu probleme benzer diğer problemlere de transfer edilir.

DÜRTÜ AYIRIMLARI
Bu öğrenme türü, organizmanın kendi dürtü durumunu belirlemesini ve buna uygun tepkide bulunmasını kapsamaktadır. Örneğin; bir T labirentinde hayvana aç olduğunda bir yöne, susuz olduğunda diğer yöne dönme öğretilmiştir. Organizma, kendi dürtü durumunu açıkça belirlemedikçe onunla ilgili biliş haritasını kullanamaz. Organizma ihtiyacını bilmediğinde, amacını belirleyemez ve sonuçta da uygun davranışı gösteremez. Tolman, fizyolojik dürtülere olduğu kadar sosyal dürtülere de önem verdiğinden onun için dürtü ayırımı kavramı önemlidir. Örneğin; sevgiye ihtiyaç duyan birisinin davranışı farklı olacaktır, yiyeceğe ihtiyaç duyan birisinin davranışı farklı olacaktır.

HAREKET BİÇİMLERİ
Tolman kuramından esas olarak fikirlerin ilişkilenmesiyle ilgilenmiştir. Bu nedenle hareket biçimini öğrenme, bir eksiği gidermeye dönüktür.

TOLMAN'IN KURAMlNIN EğİTİM AÇISINDAN DOğURGULARI
Tolman'ın kuramında üstünde önemle durulan amaç, dürtü ve güdülenme kavramları, gerek program geliştirme, gerekse öğretimi düzenleme bakımından önemli sonuçlara sahiptir. Tolman'a göre davranış, amaca yönelik ise organizma çevreyi araştırma ve amaca ulaşma çabasını sürdürür. Davranış, organizmanın elde etmek istediği ürün, ulaşmak istediği amaç tarafından yönlendirilir. Davranış belli bir amaca dönük değilse, organizma öğrenme çabasından vazgeçer. O halde eğitimle kazandırılacak amaçlar, öğrencinin amaçlarıyla tutarlı olduğu, öğrencinin gereksinimlerini karşıladığı ölçüde, öğrencinin öğrenme çabasını sürdürmesini sağlayacaktır. Ayrıca, öğretme öğrenme ortamındaki uyarıcılar, nesneler, olaylar öğrencilerin gerek fizyolojik gerekse sosyal ihtiyaçlarını gidermelidir. Öğrencilerin öğrenme çevresindeki objelerle dürtülerini giderme arasında ilişki kurmaları sağlanmalıdır. Tolman'ın kateksisin unutmaya karşı direnci artırdığı görüşü dikkate alındığında, öğrencinin ihtiyacını gideren davranışları kazandırmak daha da önem taşımaktadır. Kısaca, dersler, öğrenme birimleri öyle yapılanmalı ki öğrencinin, algıladığı ihtiyaçları ile dersin hedefleri arasındaki ilişkiyi kolayca keşfetmesine yardımcı edebilsin.
Tolman'a göre güdülenme, algısal vurgulayıcı olarak önem taşır ve organizmanın çevrede dikkat edeceği olayları belirler. O halde ders, ünite ya da başka bir öğrenme birimi öğrencide öğrenmeye karşı istek ve ihtiyaç yaratmalıdır. Böylece öğrencinin öğrenme biriminin öğelerine dikkat etmesi sağlanabilir.
Tolman'ın kuramı, işaret-beklenti kuramıdır. Tolman'a göre öğrenme, temel olarak çevreyi keşfetme sürecidir. Organizma, araştırma yoluyla bir olayın başka bir olaya yol açtığını; bir işaretin diğer bir işarete götürdüğünü keşfeder ve bu işaretleri kullanarak amacına ulaşır. Buna göre, dersler, üniteler, konular mantıksal ve aşamalı bir sıra izleyecek şekilde yapılandırılmalıdır. Ayrıca, Tolman'a göre, kazandırılacak davranışın bir anlamı, bütünlüğü olmalıdır. Davranış çok küçük hareket parçalarına ayrıştırıldığında anlamını kaybetmektedir. O halde öğrenciye kazandırılacak davranışlar bütüncü olmalıdır. Öğrenciye sunulan öğrenme biriminin yapısı, öğrencinin öğrenme birimindeki ilişkileri, amaca ulaştıran değişik yolları keşfetmesine ve öğrencinin kendi biliş haritasını geliştirmesine olanak verecek bütünlükte olmalıdır. Ayrıca öğrenci, öğretme-öğrenme ortamında değişik yolları kullanarak amaca nasıl ulaştığını görmeli ve böylece biliş haritasını geliştirmelidir.
Tolman'a göre organizmanın denence kurması ve bu denenceleri test etme süreci onun bil iş haritasının gelişiminde önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle öğretme-öğrenme ortamında öğrencilere denence kurma ve denenceleri test etme, zihinsel olarak deneme-yanılma fırsatları verilmelidir. Böylece öğrencilerin biliş haritalarını geliştirmelerine ve anlamlı etkinliklere yönelmelerine yardım edilebilir. Bu amaçla denence test etme sürecinin doğası gereği, öğrenciler küçük gruplara ayrılarak bire-bir öğretim sağlanmalıdır.
Organizmayı amaca ulaştıran tepkiler, denencenin diğer bir deyişle, ön beklentinin doğrulanmasını sağlamaktadır. Beklentilerin gerçekleşmesi ise davranışı güçlendirir. Bu durumda, öğrenciye davranışları ile ilgili verilecek dönütler, doğrulanan beklentilerle ilgili davranışların güçlenmesini sağlarken, doğrulanmayan beklentilerle ilgili davranışların yeniden gözden geçirilmesini ve bil iş sel haritada düzeltmeler yapılmasını sağlar. Ayrıca öğretme-öğrenme ortamının öğrencinin beklentilerini gerçekleştirmeye yardım edici nitelikte düzenlenmesi onun öğrenme çabasını sürdürmesine yardım edecektir.

Organizma, yapacağı davranış sonucunda bir ödül beklentisine sahiptir. Eğer bu beklediği ödülü elde edemezse kızgınlık duyar. Bu durumda öğrencinin performansı sonucunda verilecek ödül,.onun için anlamlı ve beklentisine uygun olmalıdır. Aksi taktirde performansta düşme gözlenebilir.Tolman'a göre öğrenmeyi ve performansı etkileyen birçok çevresel, bireysel ve ara değişkenler bulunmaktadır. Öğrencinin öğrenmesini çok çeşitli faktörlerin etkilediğinin farkında olan öğretmen, öğretme-öğrenme çevresini, öğrencinin beklentilerini karşılayacak şekilde düzenler. Diğer bir deyişle, gerek programın hazırlanmasında, gerekse öğretimin düzenlenmesinde çevresel faktörler, bireyin ve ara değişkenlerin özelliklerine uygun olmalı ki, öğrencinin beklentileri doğrulansın ve öğrenmeye inancı artsın.

Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...