Bu dünya bize atalarımızdan miras kalmadı. Biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık.
Ara

Bir Psikanaliz Hastalığı: Terapötik Zehirlenme / Psikolojik Sorunlar

Bir Psikanaliz Hastalığı: Terapötik Zehirlenme

Analitik, dinamik terapi alanında görülen bir yan rahatsızlıktır. Genelde psikoterapiye başladıktan altı ay kadar sonra gözlemlenebilir. Psikanaliz sürecinin şaşkınlığını yavaş yavaş üstesinden atmaya başlamış olan bireyi bir psikanaliz heyecanı sarar. Bu, tıp fakültesinde kanser hakkındaki derslerden çıkışta belirtileri üzerine alınıp acaba ben de kanser miyim diye sormaya ya da Rocky, Rambo gibi filmlerin çıkışlarında birer kahraman olmaya benzetilebilir.
Şaka bir yana, belli bir zeka seviyesinin üzerindeki herkes için psikologculuk oynamak çok zevklidir. Bunun yanısıra kişiyi kendi ruh dilini çözmek yolunda geliştirebilir, başkalarının gelişimine katkıda bulunabilir. Her ne kadar asla profesyonel bir psikoterapist, psikolog ya da psikiyatristin yerini alamayacak olsa da kişilerarası duygusal paylaşımın artmasına yardımcı olabilir.
Konumuzun biraz derinine inersek, terapötik zehirlenme, kişinin psikoterapi seanslarında terapiste açtığı ve çözümlenmeye başlamış konuların benzerlerini kendi başına yakalaması ve bunların etrafında haddinden fazla dönmesi olarak açıklanabilir.
Şuur sahibi, bilinçli bir insan evladı olmak mutluluğun olmasa da huzurun anahtarlarından biridir. Bu nedenle öfke, sevgi, üzüntü, korku gibi duyguları yakalayıp onları terbiye etmek kişinin yararına sonuç verir. Ama kişinin her davranışını kendi kendine derin bir biçimde analiz etmeye çalışması, araba kullanırken yola dikkat etmek yerine önündeki göstergelere bakakalmak gibi bir alışkanlığa dönüşürse tahmin edebileceğiniz gibi bu durum kazayla sonuçlanır.
Sorunun çözümü, biraz sabırlı olmak ve duygusal dedektifliği terapi seanslarında psikoloğunuzla paylaşmaktır. Terapötik zehirlenmenin bir dezavantajı psikologla görüşme sırasında ortaya konması çok önemli, sağlıklı ve çözüme yönelik ilerleme sağlayacak duygusal konuları kişinin kendi kendine bir heyecan dalgasıyla yaşayıp sonra da kısa sürede unutmasıdır. Bu biçimde terapi seanslarından kaçırılan duygular terapilerin uzamasına ve terapistle iletişimin zayıflamasına neden olabilir.
Elbette bu anlattıklarım; kişi kendi kendini tetkik, analiz etmemelidir anlamına gelmiyor. En güzel şey kişinin kendi doktoru olmasıdır. Bütün anlatmak istediğim insanoğlunda bir de böyle bir eğilim olduğundan bahsetmek ve kısa hayatta bununla fazla zaman kaybetmemeyi tavsiye etmek.

Osman S Börütecene

Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 1
 

aemrea 17.11.2007 06:42:01 Tarihinde yorumlamış

hocam elinize, yüreğinize sağlik çok önemli bir konu buşahsen benzer sorunu yaşamiş birisi olarak,birazda bu konularda yeterli alt yapi olmadiği için fazlaca bu konulari araştirdimtabi bu sirada farkli ekollerden nlp eğitimi alma şanşim olduokb ve depresyona yardimci olmasi amaciyla aldiğim eğitimler belli bir fikir edinmemde önemli oldu.Şimdi ise bu tecrubeleri www.yasamadonus.org sitesinde paylaşiyoruz arkadaşlarla beraberPsikolog ve psikiyatristlerin biz yaşamiş kişilerle bilgi alişverişi yapmayişini hiç anlamamişimdir.Güzel bir sistematikle doktor psikolog eski hasta yaklaşimi ile önemli ölçüde işleriniz kolaylaşacaği ve danişanlarin daha hizli ve kolay tedavi edilme imkanlari varken bunlarin değerledirilmediği kanisindayim Bu "doktorculuk" olayi dediğiniz gibi hayatin amaci olmadan da iyiye kanalize edilebilir.Bu şekilde arka planda kalmak şartiyla eski hastalar sizlere bilgi alişverişinde bulunup;ilaç,işe yarayan yöntemler,ülkedeki temel ağirliğin olduğu noktalar ve alt dinamiklerle ilgili belli bir kesinlik kazandirma çalişmasi olabilirŞu anda tedaviye devam etmekdeyim vaktiniz olursa sitedeki çalişmalara katki da bulunmanizi bekleriz Bilimsel yöntemin daha hizli şekilde halka ve uzmanlara aktarilmasi önemli gelişmelerin öncüsü olacakdir İgilenirseniz biz burdayiz hoş günler ..
Yöneticiye Bildir
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...