Bu dünya bize atalarımızdan miras kalmadı. Biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık.
Ara

Öğrenmede Davranışçı Yaklaşım / Psikolojik Sorunlar

Öğrenmede Davranışçı Yaklaşım

Davranışsal öğrenme anlayışına göre öğrenme bireyle bilginin arasındaki etkileşimin sonucu olarak kişinin davranışlarındaki değişikliklerdir.Davranışsal eğitim anlayışına göre deneysel araştırma yöntemlerini kullanarak bütünün parçaları üzerinde elde edilen bilgiler sayesinde bütünle ilgili genel bir sonuca ulaşılması gerekir. Davranışçı eğitim anlayışı eğitim camiasında büyük kabul görmüştür. Ancak bu anlayışta ihmal edilen en önemli gerçek,insanın karmaşık bir canlı olduğu gerçeğidir yani etkileşimlidir. Bu durumda bir değişim süreci içerisinde olduğundan bu kuram insanın bu yönünü ihmal eder buda büyük sorunlar ve hatalar neden olabilir. Davranışçı kuramcılar öğrenmeyi uyarıcı ile davranış arasında bağ kurma işi olarak görürler. Uyarı canlıyı harekete geçiren bazı olaylar bütünüdür. Duyulan bir ses, kâğıt,d,bilgisayar bunlar bazı uyarıcılardır. Uyarıcılar canlıları etkilerler. Bir uyarı karşısında canlıda meydana gelen değişime davranım veya tepki denir. Tepkilerin oluşturduğu eylem davranıştır. Davranışçı kuramcılara göre davranış değişmesine neden olan 3 temel öğrenme süreci vardır. Bunlar klasik koşullama,edimsel koşullama birde gözlem yoluyla öğrenmedir. İstenilen davranışları oluşturmanın yolu organizmaya dışardan gerekli uyarıların verilmesine bağlıdır. Temelde davranışçılar bunu etki-tepki formülü ile açıklamaktadırlar. Davranışçı öğrenme ilkelerinin çoğu hayvanlar üzerinde denendiği için bu ilkelere yöneltilen en büyük eleştiri insan öğrenimini karmaşıklığından dolayı, öğrenimin basit bir şekilde gözlemlenebilen davranışsal çıktılar olarak kabul edilmeyişi olmuştur. Günümüzde davranışçılığın etkileri sürmektedir. Örnek olarak Bilgisayar Destekli Eğitim verilebilir. Davranışçı yaklaşıma Pavlov'un deneyini örnek verebiliriz. Pavlov kontrollü bir deneysel ortam oluşturduktan sonra köpeğe düzenli olarak yiyecek vermeden hemen önce zil sesi ile uyartı vermiştir. Bunu belli aralıklarla tekrarladıktan sonra yiyecek vermediği durumlarda da zil sesini duyduğu zaman köpeğin salya salgıladığını görmüştür. Pavlov, yiyecek ile salya salgılamak arasındaki ilişki doğal ve otomatik olduğundan dolayı yiyeceğe (koşulsuz uyarıcı)salyaya ise (koşulsuz tepki) demiştir. Yeni uyarıcıya (zil sesi)ise doğal olarak köpeğin salya salgılamasına neden olmadığı için (koşullu uyarıcı),zil sesi karşısında gösterilen salya salgılama davranışına ise (koşullu tepki) adını vermiştir.

Kaynak : http://www.zezencay.cjb.net

Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...