Bütün insanlar üç sınıfa ayrılmıştır: Hareket ettirilemeyenler, hareket ettirilebilenler ve hareket edenler.
Ara

Zeka Genel Bir Beceri Midir, Yoksa Bir Çok Farklı Yeteneklerden Mi Oluşmaktadır? / Psikolojik Sorunlar

Zeka Genel Bir Beceri Midir, Yoksa Bir Çok Farklı Yeteneklerden Mi Oluşmaktadır?

Yüzyıldan fazla bir süredir psikologlar genel zekayı neyin oluşturduğunu, hatta bu düşüncenin geçerli olup olmadığını düşünmektedirler. Zekayı anlamaya çalışanların karşılaştıkları en temel sorulardan biri şudur: Zeka genel bir yetenek ya da beceri midir yoksa birçok değişik ve farklı yeteneklerden mi oluşmaktadır? Yirminci yüzyılın başlarında yaşamış olan İngiliz psikolog Charles Spearman, zekanın genel bir yapı olduğu ve zihinsel enerjinin de her eylemin kaynağı olduğu görüşünü ileri sürmüştür. Spearman, bir alanda parlak olan bir kişinin diğer alanlarda da genel olarak parlak olduğunu kaydetmektedir. Zeki insan olayları çabuk anlar, doğru kararlar verir, ilgi çekici konularda konuşur ve bir çok farklı durumda zekice davranır. her birimiz bazı alanlarda diğer alanlara göre daha hızlı olmamıza rağmen Spearman'a göre bu farklılıklar aynı genel zekanın farklı faaliyetlerde ortaya çıkma durumudur. Spearman'a göre genel zeka, kaynağından çıkan suyun bir çok farklı yöne dağılması gibi, özel alanlardaki yeteneklere dağılır.
Amerikalı psikolog L. L. Şurstone 1930'larda, konuyu Spearman'ın tezi temelinde ele almıştır. Şurstone zekanın yedi farklı bileşenden oluştuğunu öne sürmüştür (1938)

U-Uzaysal yetenek
A-Algısal hız
Sa-Sayısal yetenek
Sö-Sözel yetenek
B-Bellek
K-Kelime bilgisi
M-Akıl yürütme

Ancak Şurstone, Spearman'ın aksine bu yeteneklerin göreceli olarak birbirinden bağımsız olduğu görüşündedir. Şöyle ki uzaysal yeteneği oldukça gelişmiş bir kişi kelime bilgisi konusunda oldukça başarısız olabilir. Ancak birlikte ele alındıklarında Şurstone'a göre bu birincil yetenekler genel zeka dediğimizde kastettiğimiz şeydir.
Şurstone'a karşıt olarak psikolog R. B. Cattel sadece iki küme zihinsel yetenek bulunduğunu ileri sürmüştür. Birinci küme, Cattel'in deyimiyle Kristalize (billurlaşmış) zekadır. Kristalize zeka, mantık yürütme, sözel ve sayısal becerileri ifade eder. Bu beceriler okul ortamında vurgulanan beceriler olduğundan Cattel kristalize zeka testleri sonuçlarının deneyim ve eğitimden büyük ölçüde etkilendiğini belirtmektedir. İkinci yetenek kümesi, yine Cattel'in deyimiyle akışkan zeka kümesidir. Bu beceriler, görsel uzaysal yetenekleri, görsel ayrıntıları fark etme yeteneğini ve ezber belleği içerir. Akışkan zeka testlerindeki başarı, deneyim ve eğitimden oldukça az etkilenir.
Daha yakın zamanlarda Robert Sternberg (1985,1986), üçlü zeka kuramını geliştirmiştir. Bu kurama göre insan zekası daha önceki kuramlarda yer almayan çeşitlilikte becerileri içerir. Dahası, gerçek yaşamda etkili performans için gereken becerilerin geleneksel zeka testlerinin ölçtüğü beceriler kadar önemli olduğu ileri sürülmüştür. Sternberg'in kuramının işleyişini, birlikte çalıştığı üç doktora öğrencisini örnek alarak inceleyebiliriz. Sternberg'in bu öğrencileri Alice, Barbara ve Celia olarak adlandırmaktadır. Alice standart zeka tanımına mükemmel şekilde uymaktadır. Zeka testi başarısı oldukça iyidir ve lisans eğitimini tam not ortalamasıyla (4.0) bitirmiştir. Analitik yetenekleri oldukça üstündür. Lisans üstü eğitimin ilk yılında oldukça iyi bir performans göstermiştir. Ancak ikinci yılda kendine ait araştırma fikirleri üretmede zorlanmış ve sınıfın en iyileri arasından daha alt sıralara düşmüştür. Buna karşılık Barbara'nın lisanstaki başarısı örnek olmaktan uzaktır ve okula kabul için gerekli test sonuçları Yale standartlarına göre oldukça düşüktür. Ancak lisans sırasında birlikte çalıştığı kişilerden oldukça iyi referansları vardır. Bu kişiler Barbara'nın oldukça yaratıcı olduğunu, yeni fikirler üretebildiğini ve iyi araştırmalar yaptığını belirtmektedir. Barbara, Sternberg'in aradığı iyi bir çalışma arkadaşı modeli olduğunu göstermiştir. Gerçekten de Sternberg'in en önemli araştırmalarından bazılarını Barbara'yla birlikte yaptığını birlikte yaptığını belirtmektedir. Üçüncü öğrencisi Celia ise diğer ikisinin arasında bir yere düşmektedir. İyi referansları ve oldukça yüksek test sonuçları vardır. Celia, mükemmel olmayan fakat iyi bir araştırma performansı göstermiştir. Ancak eğitimi sonrasında oldukça iyi bir işi diğerlerine göre çok kolayca elde etmiştir.

Bu iç öğrenci farklı türde zekaya sahiptir ve bu durum onları farklı alanlarda başarılı kılmaktadır. Alice, Barbara ve Celia, Sternberg'in üçlü zeka kuramının birer yönünü temsil etmektedir. Alice bileşenli bir zekaya örnektir. Bu kategorideki zihinsel süreçler birçok zeka kuramı tarafından vurgulanmıştır: Nasıl yapılacağını öğrenme yeteneği, yeni bilgiyi kazanma, görevi etkinlikle yürütme gibi. Barbara, Sternberg'in deneyimsel zeka olarak adlandırdığı kategoriye iyi bir örnek oluşturmaktadır: Yeni işlere uyum sağlama, yeni kavramları kullanma, yeni durumlara etkin biçimde tepki verebilme, iç görü kazanma ve yaratıcı biçimde uyum gösterme. Celia ise bağlamsal zekası sayesinde iyi bir iş bulmada hiç güçlük çekmemiştir. Sternberg'e göre bağlamsal zeka yönünden gelişmiş kişiler güçlü yönlerini öne çıkarmada ve zayıf yönlerini ödünlemede oldukça başarılıdır. Yeteneklerinin çoğunu becerilerine uygun durumları aramakta kullanırlar. Bu durumları yeteneklerini gösterebilecek ve geliştirebilecek şekilde biçimlendirebilir ve yeteneklerine daha uygun yeni durumları ne zaman arayacaklarını bilirler.
Sternberg'e göre zeka, gerçek dünyada etkili şekilde performans göstermemizi sağlayan geniş bir yetenekler kümesidir. Bu açıdan, Sternberg'in zeka kuramı bir çok insanın sahip olduğu zeka görüşünü yansıtmaktadır.

Sternberg'in zeka kuramı dışındaki bir diğer zeka kuramı, Howard Gardner ve arkadaşları tarafından ortaya konan çoklu zeka kuramıdır. Gardner'ın kuramı Şurstone'un kuramını andırır. Gardner zekanın bir çok ayrı yetenekten oluştuğu, bir çoklu zeka bulunduğu görüşündedir. Her bir yetenek birbirinden göreceli olarak bağımsızdır Kaç ayrı zeka bulundurduğunu tam olarak belirlemek güçtür. Ancak Gardner yedi ayrı zeka sıralamaktadır: Mantıksal matematiksel zeka, dille ilgili zeka, mekansal zeka, müzik zekası, bedensel kinestetik zeka, kişilerarası zeka ve içsel zeka. İlk iki zeka türü şimdiye dek incelediğimiz diğer zeka kuramlarında da yer aldığı için size tanıdık gelebilir. Mekansal zeka nesnelerin boşlukta göreceli konumlarını imgeleme yeteneği demektir ve sanat yeteneği olan kişilerde güçlü bir özellik olarak görülür. Üstün müzik yeteneği, müzik dehaları gibi müzikte özel yetenekli ender kişilerde görülür. Bedensel kinestetik yetenekler başarılı sporcuların ve dansçıların özelliğidir. Üstün öğretmenler ve ana babalar gibi diğer insanları anlamada ve iletişim kurmada olağanüstü yetenekli olan kişiler kişilerarası zekaya örnektir. İçsel zeka ise ?kendini bilmek? gibi antik bir sözde yansımasını bulmaktadır. Kendilerini anlayan ve bu bilgileri amaçlarına ulaşmada etkili olarak kullanabilen kişilerin içsel zekaları yüksektir.

Aşağıda Gardner'ın kullandığı ve bu zekalrdan birine sahip ünlü kişi örneklerini bulacaksınız.
? Mantıksal matematiksel zeka: Albert Einstein, Nobel ödüllü mikrobiyolog Barbara McClintock
? Dille ilgili zeka: Dili kullanma yeteneğiyle Nobel Edebiyat Ödülü kazanan T. S. Eliot.
? Mekansal zeka: Çizgileri, bazılarına göre Leonardo da Vinci'yi hatırlatan otistik bir çocuk olan Nadia
? Müzik zekası: Keman virtüezi Yehudi Menuhin; 10 yaşındayken uluslar arası bir üne sahipti.
? Bedensek kinestatik zeka: Babe Ruş, Wayne Gretzky.
? Kişiler arası zeka: Helen Keller'in öğretmeni Anne Sulvian.
? İçsel zeka: Yazar Virginia Woolf

Zeka kuramlarını karşılaştırmak için biraz duralım. Spearman'ın oldukça sade zeka görüşüne göre insanlar, genel zeka olarak adlandırılan ?zihinsel enerji? bakımından birbirlerinden farklılık göstermektedir. Spearman'ı izleyen Şurstone ve Cattel gibi kuramcılar zihinsel yeteneklerin yapısını Spearman'dan daha ayrıntılı olarak saptamaya çalışmışlardır. Sternber ve Gardener ise en etkili iki çağdaş kuramcı olarak ortaya çıkmaktadırlar. Kuramları benzerlikler taşır ve her ikisi de yeteneklerin gerçek dünyadaki yaşamla ilintilerini vurgular. Aralarındaki benzerliklere karşın bu iki kuram bazı temel açılardan farklıdır. Sternberg zekanın farklı yönlerini ölçmek için zihinsel testler geliştirmede büyük başarı göstermiştir. Buna karşın Gardner vaka öyküsü yaklaşımına daha fazla dayanmış ve belli zeka türlerinin belirli kişilerde nasıl geliştiğini irdelemiştir. Gelecekteki çalışmaların bu iki yaklaşımın bir sentezine doğru yönelmesi büyük bir olasılıktır.

Zeka kuramları zeka ve zihinsel yetenek testlerinin içeriklerini belirleme biçimlendirme açısından da önemlidir. Bu testler öğrencilerle birlikte milyonlarca insanın yeteneklerini değerlendirmede kullanılmaktadır. Bu durumda, sadece bu testlerin nasıl geliştirildiği ve nasıl uygulandığı değil aynı zamanda gerçekten zekayı tam olarak ölçüp ölçmedikleri ve sonuçların nasıl kullanılacağı da son derece önemlidir.

kaynak: "Understanding Psychology"

Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...