Kendi kusurlarını affetmeyen adamın bütün kusurları affedilebilir.
Ara

Mutlu Ve Uzun Yaşamın Sırrı... / Psikolojik Sorunlar

Mutlu Ve Uzun Yaşamın Sırrı...

İş yaşamında önemli yerlere gelmiş aynı okul mezunu arkadaş grubu, üniversite yıllarından unutamadıkları hocalarından birini yıllar sonra ziyaretine giderler. Sohbet bir ara, iş hayatındaki strese ve hayatın zorluklarına gelir. Sohbetin derinleştiği ve eski hatıraların konuşulduğu bir sırada artık yaşlanmış olan hocaları misafirlerine kahve ikram etmek üzere mutfağa gider. Biraz sonra da, üzerinde değişik boy, renk ve kalitede kimi porselen, kimi seramik, kimi cam, kimi plastik olan fincanların bulunduğu bir tepsi ve kahve termosuyla gelir.
Herkes tepsiden birer fincan kahve aldıktan sonra hocaları sohbetini şöyle sürdürür: ?Farkına vardınız mı bilmem, zarif görünümlü, güzel, pahalı fincanların hepsi alındı. Tepside yalnızca ucuz ve basit görünümlü fincanlar kaldı. Elbetteki kendiniz için en güzelini istemek çok normal. İşte bu durum, az önce bahsettiğiniz problemlerinizin ve stresin nedenini izah etmemize de yardımcı oluyor. Hepinizin istediği fincan değil, birer fincan kahve içmek iken, bilinçli olarak her biriniz diğerinin aldığı fincanları gözleyerek daha iyi olanları almaya uğraştınız. Yaşam kahveyse, iş, para ve mevki fincandır. Bunlar yalnızca yaşamı tutmaya yarayan araçlardır. Ama yaşamın kalitesi bunlara göre değişmez. Bazen yalnızca fincana odaklanarak, kahvenin zevkini çıkarmayı unutabiliyoruz.?
Hayatın farkına varmak
FİNCANLARA değil, kahveye odaklanmak... Hayatı bir kahve kıvamında tadında yaşamak... Ulaşmak isteyip de ulaşamadığımız beklentilerimizin altında ezilerek mutsuz olmak değil, sahip olduğumuz zenginliklerin farkına vararak hayatı doyasıya yaşamak. Yaşanan anın tadına varmak... Yaşamın odağına mekânı, makamı, mal mülkü değil, insanı koymak. Her şeyden önce iyi bir insan olmak... Çok şeyi olduğu için değil, insan olduğu için biriyle muhatap olmanın keyfine varmak...
Yalı yada köşkte yaşasa da, varoş ya da çadırda hayatını sürdürse de, kalbinin attığını ve nefes alıp verdiğini hissederek, hâlâ iyi şeyler yapmak için fırsat olduğunun farkına varmak. Kendisiyle ve çevresiyle barışık olmayı başarmak. İşte mutluluk bu...
Her birimiz aynı termostan doldurulmuş aynı kalitede kahveyi içmemize rağmen, fincandaki ayrıntılara takılıp diğerlerine göre daha iyi fincana sahip olduğu düşüncesiyle böbürlenmek, ya da daha kötü fincana sahip olduğu düşüncesiyle dövünmek insanları yoruyor, mutsuz ediyor. Kimseye yararı yok bunun... Önemli olan, öze kilitlenmek.
Bilimin merak ettiği...
BU konular aynı zamanda, bilim dünyasının üzerinde en çok çalıştığı ve sonuçlarını merak ettiği noktalar. Dünyanın değişik ülkelerinde bilim adamları, insanın daha uzun ve mutlu yaşamasını sağlayacak yaşam formüllerini tespite çalışıyorlar.
Nitekim Japonya, İtalya ve ABD'de konuyla ilgili yapılan araştırmalar, insanın 100 yaşına kadar yaşamasının şimdilik bilinebilen en etkili 5 yolunun; güçlü aile bağları, dini inançlara sahip olmak, aşırı yemek yemekten kaçınmak, sigara içmemek, evliliklerde kadın ve erkeğin görevlerinin net bir şekilde belirlenmesi olarak tespit etmişler. ABD'nin Kaliforniya Eyaleti'nde yapılan bir başka araştırma, dini inançları güçlü olan insanların 4-10 yıl daha uzun yaşadığını ortaya koymuş.
Ömrünüzü hesap edin
ABD'Lİ bilim adamları, genetik ve çevre faktörleri dikkate alındığında insan ömrünün ortalama 87 yıl olduğunu, eğer stresle baş edilemiyorsa en az 5 yıl, haftada üç gün spor yapılmıyorsa 5 yıl daha, sigara içiliyorsa bir 5 yıl daha eksiltilmesi gerektiğini söylüyorlar. Son açıklanan rakamlara göre, Türkiye'de ortalama ömrün kadınlarda 71'e, erkeklerde 66.4'e henüz yükseldiği göz önüne alındığında, 80'li yaşlara ulaşmak için Türkiye şartlarında daha çok mücadele etmek gerektiği anlaşılıyor.
Tüm hastalıkların kaynağı strestir. Stresten kurtulun, gerisini dert etmeyin...
2006 yılının tüm insanlık için hayırlara ve mutluluklara vesile olması dileğiyle, hepinizin yeni yılını kutluyor, sağlıklı ve huzurlu bir yaşam diliyorum.

Osman Özsoy

Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...