Bütün insanlar üç sınıfa ayrılmıştır: Hareket ettirilemeyenler, hareket ettirilebilenler ve hareket edenler.
Ara

Sosyal Fobi ve Kaygı Oluşturan Durumlar / Psikolojik Sorunlar

Sosyal Fobi ve Kaygı Oluşturan Durumlar

Sosyal fobide kaygı, öncelikli olarak görülen durumlardan biridir. Sosyal fobide kaygı oluşturan durumlar iki ana gruba ayrılabilir. Bunlardan ilki sosyal etkileşim gerektiren durumlar, ikincisi ise sosyal performans gerektiren durumlardır.
Sosyal etkileşim gerektiren durumları Sohbete katılma (özellikle de karşı cinsle )otorite olan kişilerle ilişkiler, parti ve eğlence gibi sosyal faaliyetlere katılım,başkalarının önünde yeme ,içme ,yazma,yardım isteme, yer veya adres sorma, yeni birileri ile tanışma, göz kontağı gerektiren durumlar, hakkını savunmayı gerektiren durumlar olarak sıralayabiliriz.
Sosyal performans gerektiren durumlara bir topluluk önünde konuşma, konferans verme, sorulara cevap verme,bir enstrüman çalma spor yapma, genel tuvaletlerde başkalarının olduğu bir anda ihtiyacını giderme örnek olarak verilebilir.
Sosyal Fobiyle Sosyal Heyecan Arasındaki Farklar Nelerdir?

Ülkemizde sosyal fobi olmasa da topluluğa girme, toplulukta konuşma, özgürce davranabilme konularında çekingenlik oldukça sık görülen bir durumdur. Bunların büyük bir kısmı klinik düzeyde bir rahatsızlık olarak ele alınmayabilir. İnsanların bir iş yaparken, herhangi bir davranışta bulunurken, özelliklede birilerinin önünde kendilerini ortaya koymaya çalışırken belli bir heyecan duymaları olağan bir durumdur. Hatta böylesi bir heyecanın ilişkileri motive edici hazırlayıcı etkisi olduğundan, insanın daha iyiyi yapabilme isteğini arttırdığından söz edilebilir.
Bir dereceye kadar sosyal ortamlardan çekinme doğal kabul edilmelidir. Çekingenlik ya da utangaçlık da kişiye ciddi bir yük korku getirmiyorsa problem olarak yer almaz.Temelinde başkaları tarafından gülünç bulunma, aşağılanma korkusu ile beslenen ve sonrasında izolasyona kadar götürebilecek olan sosyal fobiyi normal ve sağlıklı olduğunu düşündüğümüz sosyal heyecan ile karıştırmamak gerekir.
Sosyal heyecanı sosyal fobiden ayıran en önemli özellik, bireyin topluluk önünde bir şeyler yapmaya devam ettikçe bu konuda deneyim kazandıkça sosyal heyecan azalırken, fobik durumlarda deneyim kazanmanın heyecan üzerinde etkili olmaması aksine kişilerin bu durumdan şiddetle kaçmaya çalışmalarıdır. Bu kaçınmanın da kişinin olağan günlük işlerini,mesleki ya da eğitimle ilgili işlevselliğini, toplumsal etkinliklerini ya da ilişkilerini önemli ölçüde bozmalıdır ya da kişi fobisi olacağına ilişkin belirgin bir sıkıntı duymalıdır.

Okunma Sayısı: 8057  / Yorum Sayısı: 7
 

yenigun 15.01.2011 10:41:25 Tarihinde yorumlamış

bende acayip kendini beğenmeme, değersizlik hastalığı var bununla mücadele eden kişiler çözüm önerilerinizi bekliyorumbiliyorum her şey bizde biter Ama hep birlikte daha kısa zamanda üstesinden gelebiliriz cesuryurekw@hotmailcom
Yöneticiye Bildir

yorumssuz 19.01.2010 07:39:33 Tarihinde yorumlamış

evet yukarıdaki durum , özellikle insanlara kötü göründügünü sanma, karsı cinsle konusmada zorluk cekme, kalabalık ortamlarda öne cıkaracak , farkedilexek durumlardan kacınmaya çalışmak bu dueumlarda terlemek, gerlip strese girmek benimde rahatsızlık duydugum şeyler bunun daha 3-;4 gundur sosyal fobi oldugunun farkına vardım , 3snf unv ögrncym gec bile kalmsm arastırmakta ama neyapabilirmki pskolojk bir rahtslzgm olmasndan korkuyordum yüzleşmek istemedim hiç ama artık durumun kötüye gittigini görüyorum dra gidenler ilaç kullananlar deneyimlerini HANGİ İLAÇLARI KULLANDIKLARInı lütfen yazarlarsa bizede yardımcı olurlar ,sitede uzman varsa yardımcı olsun lütfenadrsm ( belirsiz_sf@hotmailcom )
Yöneticiye Bildir

suselcan 16.10.2009 12:35:13 Tarihinde yorumlamış

arkadaslar sosyal fobisi hala olan ya da bu sorunu cozmus arkadaslar beni ekleyebilir mi? guvercin_hly@hotmailcom
Yöneticiye Bildir

ebrylmz 11.10.2009 03:46:50 Tarihinde yorumlamış

su anda lise 3 cü sınıftayım ve 3 senedir sf ile bousuorum komplexe grdm resmen pskolojim cok bzuk Allah kimseye sf gibi bişi vermesn derslerde hoca bni kldırıcak die ödm patlıo arkadaslarımla bile konusurken heycanlanıorum kafayı ymk üzereim kntaron ilaçlarını kullandm ama bi faydasını grmedm tmm herseyi yoluna sokucm diorum okula gdnce brdn heycan sarıo içimden bi ses drmdn bni dürtüo kurtulamıorum doktor desen oraya gidicek bile cesaretim yok Allah herkesi bu illetten kurtarsın
Yöneticiye Bildir

karisteas 25.05.2008 06:54:45 Tarihinde yorumlamış

selim seni ekledim ama kabulmu etmedin yoksa
Yöneticiye Bildir

diji 29.12.2007 10:27:37 Tarihinde yorumlamış

Ben 6 yıldır hizmet veren çiçeği burnunda bir öğretmenim:). Öğretmenliğimin ilk 3 yılında işler gayet iyi gidiyor ve hayatımı zorlaştıracak problemler yaşamıyordum. Öğretmenler toplantısında konuşmam gerekirse heyecanlanmanın dışında her şey yolundaydı. Derslerde çok rahattım. Kendi branşımın dışında derslere de giriyor ve şöyle düşünüyordum ? Hiç bilmediğim halde Fransızca dersine girsem çatır çatır anlatırım.? İlk 3 sene böyle sorunsuz denebilecek düzeyde geçti. 4. yıl kendi memleketime döndüm ve burada mesleğimi icra etmeye devam ettim. İşte Problemler burada başladı. İlk günler derslerde çok iyi bir çizgi tutturdum ve gerçekten de kendimi kaybederek tamamen derse odaklanıyor ve gayet güzel anlatıyor ve öğrencilerime de faydalı oluyordum. Ancak belki de 1. aydan sonra sanki büyülendim ve limuzin balkabağına, prens de paçavralar içinde bir pejmürdeye dönüştü. (Bu görünüş ya da vasıf benim kafamdaki portre). Son 3 yıldır sürekli ders anlatıyorum ama çektiğim ızdırabı bir Allah, bir ben bilirim. Sorun şu: Derse girmeden hep kafamda ya güzel anlatamazsam, ya öğrenci benim anlattığımdan sıkılırsa, şu anda iyi anlatıyorum ya birazdan anlatamazsam. Toplantılarda yüksek heyecan ve ses titremesi. Arkadaşlarımla ya da akrabalarımla konuşurken bile rahat davranamadığım problem yaşadığım olabiliyor. Son 3 -4 aydır branşımla ilgili kitaplar okuyarak kendimi daha fazla geliştirmeye çalışıyorum. Ama bildiğim hatta çok iyi bildiğim şeyleri bile kaygılarım yüzünden anlatamıyorum. Mesela konuyla ilgili hayatımdan örnek olay var, anlatmadan geçmek durumunda kalıp başka şeyler söylüyorum. Öğrencilerim tarafından çok sevildiğimi söyleyebilirim. Hatta okulda en çok sevilen öğretmenim belki de. Mezun olan öğrencilerimle de hep irtibat halindeyiz. Ararlar sağ olsunlar. Belki de bunun ağırlığı beni zorluyor. Daha verimli olmalıyım diye çabalarken dibe vuruyorum ve sürekli endişe halindeyim. Öğrencilerim bana bakarken onların düşüncelerini düşünmekten kendimi alamıyorum. ?Acaba beni mi dinliyor yoksa anlatışım ya da görünüşüm hakkında yorum mu yapıyor?? ?Şimdi yutkunmam gerek. Ya bunu fark ederlerse dersi dinlemezler ben boşa konuşmuş olurum. Sıradanlaşırım. Beceriksiz bir öğretmen olmamalıyım.? ?Bundan sonraki cümlem ne olmalı. Ya unutursam, ders bitmeden anlatacaklarım biterse.??Arkadaşlarım ben konuşurken ya benim heyecanlandığımı fark ederse. Onlara herhangi bir şey okurken elim titrer mi ya da sesim.??Çay alırken elim titrerse rezil olurum.? Önceki yıllarda hafta sonları ve tatilleri zor geçiriyor bir an evvel evlatlarıma kavuşma arzusu çekiyordum. Şimdi okul günü bana azap veriyor. Günler öncesinden hazırlanıyorum. Ama nafile yine kaygılıyım ve her şey alabora. Uzatmak istemiyorum ama çooook uzun mesele aslında. Doktora gitmedim. Neden? Bulunduğum ilde özel hastanede psikiyatri bölümü yok. Devlet hastanesinde de ilgilenmezler nasıl olsa diyorum. İlaç alırım da ilaç bitince ne olur korkusu da var tabii. Bana yardımcı olabilirseniz çok sevinirim. Şimdiden teşekkür ederim .Selamlar...
Yöneticiye Bildir

24.07.2007 05:08:58 Tarihinde yorumlamış

şimdi burada anlatacaklarım biraz uzun olabilir ama mutlaka sonuna kadar okuyun ve bu sosyal fobi illetinten ebediyen kurtulun. öncelikle bendeki sosyal fobinin derecesini anlamanız açısınsan biraz bahsetmek istiyorum benim babam çok otoriter biridir hani öyle derler ya ne otoritesi cahil biri yani çocuk yetiştirmesinden zerre kadar anlamayan bağırıp çağırmaktan başka hiç birşey bilmeyen biri yani kendimi bildim bileli yani çocukluğumdan berli babam beni toplum içinde rencide etti oturduğumuz yer kalabalık olduğu için hep birileri vardı yani babamın bu davranışları benim öz güvenimi tamamen bitirdi .çocukken öz güvenim olmadığı için ve acaba yanlış bir kelime söylerimde babamdan dayak yerim fırça yerim diye sessiz içine kapanık bir kişiliğim oldu mahalledeki diğer çocuklarla oynarken hep geri planda kaldım.bana haksızlık yaptıklarında hiç birşey diyemedim çünkü babamın bana davranışlarından o kadar kendimi degersiz hissediyordumki anlatamam.bu özgüvensiz içine kapanık kişiliğim yavaş yavaş artık bende oturmaya başladı derken ilkokula başladım. okulda öğretmenimiz birşey sorduğunda ben o konuyu çok iyi bildiğim halde tahtaya kalkıp anlatamazdım çünkü bilinç altım bana şunu söylüyordu sen değersiz işe yaramaz birisin tahtaya çıkıp birde rezil olma sakın ve ilkokul yıllarım belkide hiç tahtaya kalkamadan geçti sonra biraz daha büyüdüm orta okula başladım orta okulu 4 yılda zorla geçtim çünkü okuldan kaçıyordum derslere girmek bana o kadar zor geliyodiki anlatamam ya öğretmen bana birşey sorarsa ne olacak o zaman kıyametin kopması bile insanı bu kadar korkutmaz.ve işte hayatımın en zor dönemi yeni başlıyo lise ah ah o güzel yılları şu sosyal fobi yüzünden ne kadar kötü geçirdim bir bilseniz, okumaktan sıkılmadıysanız anlatayım birazcık anlatayım çatlıyacam yoksa.velasıl kerem liseye başladım tabi biraz daha büyüdük ön sıramda oturan bir kıza aşık oldum adı üveyda köken lise aşkı işte şimdi kim bilir nerde benim unutulmaz lise aşkım üveyda aşık olduk olmasınada okula nasıl gidecez ya öğretmen bir soru sorarsa ya beni tahtaya kaldırırsa ve en kötüsü ben tahtaya nasıl kalkacam hocam diyelimki kalktım elimin titremesi kalbimin o korkunç çarpmasını yüzümün kızarıklığını,su gibi terlemiş bedenimi nasıl saklayacağım hocam birde öğretmenimin beni fark edip sen niye terliyon niye titriyon derse işte ben bittim abi.tek çare okuldan kaçmak ama üveydayı nasıl görecektim ve bir plan yaptım okula gitmeyecektim okul dağılırken üveydaya yazdığım mektubu ona verecektim mektubu yazdım ve aynen planladığım gibi okulun kapısında gizlice lise aşkım üveydayı beklemeye başladım üveyda okuldan çıktı evine doğru yürümeye başladı tabi bende onu takip ettim tahmin etmişsinizdir mektubu veremeden üveyda tek katlı ara sokaktaki evine girdi .gel zaman git zaman bu mektubu verme işi tam 2 yıl sürdü benim gibi kendini degersiz bir hiç olarak düşünen öz güveni hiç olmayan bir insan o mektubu vermesi kolaymı sanıyosunuz .sonunda mektubu bir arkadaşım vasıtasıyla verdim ve mektuptan cevap beklemeye başladım çünkü o mektubu o kadar güzel duygularla yazdımki kesin cevap yazacaktı en sonunda yine bir okul çıkışı üveydayı takibe başladım oda beni fark etti biraz yürüdükten sonra yere bir kağıt attı hemen aldım bu bir mektupdu sevinçten deliye döndüm hemen okumak istemiyorum .bu mektubu okuyacak sakin güzel bir yer bulmalıydım en sonundan bir bahçeye benzer sakin biryer buldum etrafa baktım kimse yok oraya oturdum ve mektubu okumaya başladım mektubta kısa bir yazı vardı neydi biliyomusunuz::: kaç yıldır beni takip ediyosun senin gibi okula gitmeyen serseri birinin beni takip ettiğini ailem anlarsa seni öldürür bidaha beni takip etme..o an ölüm bana ne kadar basit geldi biliyomusunuz .ölmekten beter bir duyguyu nasıl anlatırım bilmiyorum .işte benim lise hayatım sonra babam okula gitmediğimi anladı anlamazdıda eve devamsızlık kağıdı geldi bütün devamsızlık kağıtlarını ben daha gelmeden postaneden alıyordum ama bunu alamadım tabi gerisi malum atılan dayaklar edilen küfürl
Yöneticiye Bildir
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...