Bir hafta sonu fotoğraf çekmek için Göynük'e çok yakın Çubuk gölüne doğru giderken güneşin sarısına nazire dallarından ayrılan yaprakların süzülürcesine nazlı nazlı rüzgâra eşlik edişini görünce aracımı durdum. Ağaçlarda kalan yapraklara dikkatlice objektifimi ayarladım. Dallarında yeşilden sarıya geçişini geciktiren yaprakların son salınışlarını pozlarken şehirdeki ağaçların sonbahar hüznü aklıma geldi. Şehirde dökülen yaprakların sarıları gri, yağlı ve islidir. Şehir çöpçüleri telaş içinde süpürdükleri sonbahar yapraklarını yakarlar. Oysa Çubuk gölü yolundaki ağaçların yaprakları ayrıldıkları ağaçların çok uzağına düşmezler. Özgürce toprakla buluşurlar. Toprağa karışacağının sevincinle özgürce savrulurlar rüzgârda...
Deklanşöre bastığım o ana kadar ne şehrin yapraklarının isli sarı ne de Çubuk gölü yapraklarının özgür sarı renginin farkındaydım. Ne de sonbaharın...
Kasım ayına gelmişiz bile... Farkındamısınız nasıl geçti 10 ay? Birkaç gün önce e-postamda şöyle bir mesajla karşılaştım. Görev tanımlarınızı dikkate alarak 2007 yılında neyi iyi yaptınız? Ne yapsanız daha iyi olurdu? 2008 de neler yapacaksınız?
İlk soruyu hemen yanıtlamaya başladım. Yazdığım yazıları bir gün bekletme gibi bir farkındalığı son yıllarda edinmiştim. Ertesi gün yazdıklarıma baktığım da neleri iyi yaptığımı anlatırken bundan daha iyisi nasıl olabilir ki savunması içinde cilalamışım yaptıklarımı... Savunma kalkanlarımı indirmişim. İkinci, Ne yapsanız daha iyi olurdu sorusuna biraz odaklanınca tarafsız geribildirimde bulunmanın ne kadar zor olduğunun farkına vardım. Yaşamamızda değerlerimiz, önyargılarımız ve inançlarımız doğrultusunda oluşan doğru olduğuna inandığımız gerçeklerimizle tarafsız geribildirimde bulunmak zor değil mi?
Neyi iyi yaptınız? Ne yapsanız daha iyi olurdu? Derken amaç farkındalığımızı artırmak ve eksik yönlerimize odaklanmamızı sağlamaktı.
Görev tanımımın 2. maddesi: Grubunu etkin biçimde yönetir ve kontrol ederdi.
GRUP İÇİNDE ÜRÜN BAZINDA YAPTIĞIMIZ GÖREV DAĞILIMI SONUCUNDA, 2006 YILI İLE KARŞILAŞTIRILDIĞINDA DAHA ETKİN BİR TAKIM KURDUMU GÖRDÜM. BUNUNLA BİRLİKTE SATIŞ ELEMANLARINA BÖLGE DAĞITIMI VE SORUMLULUK VERME KONUSUNDA ETKİLİ OLMADIĞIMI DA GÖRDÜM.2008 DE HOMEOFİS ELEMANLAR İŞE ALARAK HEDEF SATIŞ BÖLGE SAYISINI ARTIRMAYI VE DENEYİMLİ SATIŞ KADROSUNU PAZARLAMADA DEĞİL SATIŞ SONUÇLANDIRMA DA KULLANMAYI PLANLIYORUM.
Sorular amacına ulaşmıştı.
Güzel şarkı söylemek için şan dersine giden bir arkadaşım öğretmenin yaptırdığı uygulamadan çok etkilenmişti. Bakın anlattıklarını birlikte uygulayalım mı? Doğru nefes nasıl alınır? Şimdi dik oturun. Burnunuzdan derin bir nefes alırken karnınızı şişire bildiğiniz kadar şişirin, diyaframın aşağı doğru indiğini hissedin. Şimdi yavaş yavaş karnınızı içeri çekerek nefesinizi verin. Diyaframın yukarı kalktığını hissedin.
Bir bebeği izlerseniz onun karından nefes alıp verdiğini görürsünüz. Bu en doğru ve doğal nefestir. Zamanla bu doğru nefes alıp vermeyi unuturuz. Artık bizim hayatta kalmamızı sağlayan en önemli olayın nefes alıp vermenin farkında değilizdir. Biz, uyumadan, yemek yemeden, ya da su içmeden günlerce yaşayabiliriz ama nefes almadan bir kaç dakika bile hayatta kalmayız. Şan ve yoga derslerinde ilk farkına vardırılan konu nefesin doğru alınması ve doğru kullanılmasıdır. Şan derslerinin sonunda arkadaşım nefesini 1 dakikanın üzerinde tutabiliyordu.
29 Ekim'de bir televizyon kanalında Fazıl Say'ın Nazım Hikmet Oratoryosunu izlerken Güvenç Dağüstün, Zuhal Olcay ve Genco Erkal'ın nefeslerinin nasıl farkında olduklarını gördüm. O yüzden çok farklılardı...
Bedenimiz, düşüncelerimiz, zihnimiz, duygularımız, tüm vücut fonksiyonlarımız ve isteklerimizdeki farklılıkların farkında olmak mümkün mü?
Lütfen bir kalem ve kâğıt alınız. Bir iki dakika ayırıp aşağıdaki soruların yanıtlarını vermeye çalışınız. Bu yanıtlarınızı kimseye göstermek zorunda değilsiniz
Geçen hafta en çok dikkatinizi verdiğiniz konu, kişi, obje neydi?
Deneyimleriniz doğrultusunda neye daha çok odaklanıyorsunuz?
Yaşamınızı, ilişkilerinizi ve işinizin kalitesini artırmak için özellikleriniz, kimliğiniz, çevreniz, kaynaklarınız, becerileriniz, düşünceleriniz ve inançlarınız neler?
Debisi yüksek bir ırmakta sürüklenmekte olan küreksiz bir sandal gibi geçen bir yaşantınız olduğunu gösteren size neler oldu?
Çok değil her hafta birkaç dakika kendinize zaman ayırarak yukarıdaki sorulara yanıt vererek farklılıklarınızın farkında olmaya başlayacaksınız.
50 yaşına merdiven dayamış inşaat mühendisi bir dostumu elinde müzik defteri ve Çin malı ucuz orgla görünce çok şaşırdım. Hayrola dedim. Solfej öğreniyorum dedi. Sen nota bilmezsin ki dedim. Evet dedi zor oluyor. Notaların porte üzerine yazılışını üç haftada öğrendim dedi. Şimdi sesleri tanımaya çalışıyorum dedi.4 notalık bir beste bile yapmıştı. Çok iyi bir müzik kulağı olduğunun farkına varmıştı.
Farklılıklarımızın farkında olmak yaşantımıza olumluluk, yaratıcılık, canlılık ve denge getirecektir.
Dönüşüm Konağı
Tevfik CERİTOĞLU