Anasayfa
Hakkımızda
Danışmanlıklarımız
Bireysel Danışmanlıklarımız
Kurumsal Danışmanlıklarımız
Eğitimlerimiz
Bireysel Eğitimlerimiz
Kurumsal Eğitimlerimiz
İletişim
Mail
:
Şifre
:
Giriş Yap
|
Şifremi Unuttum
|
Üye Ol
Bütün insanlar üç sınıfa ayrılmıştır: Hareket ettirilemeyenler, hareket ettirilebilenler ve hareket edenler.
Seçiniz
Merak Ettiklerinizde
Psiko Keyf | Psiko Bilgite
Köşe Yazılarında
Haberlerde
Psiko Faydande
Psikolojik Sorunlarda
Ara
DİLEKÇE / Psikolojik Sorunlar
Küçük çocuk, birinci sınıfı bitirdiğinde okumayı sökmüş ve "dilekçe" denilen şeyin ne demek olduğunu öğrenmişti. Artık bütün isteklerini bir yazı ile dile getirecek, altına da imzasını attı mı, bu iş olup bitecekti.
Karne aldıkları gün, çantasını bir tarafa fırlatıp sokağa çıktı. Babasının kapıcılık yaptığı apartmanın önündeki boş alan, top sahası olarak seçilmişti. Ama o, kısa boylu ve çelimsiz olduğu için, maçlara alınmazdı. Bu durumda ister istemez misket oynar, ye da "en iyi arkadaşım" dediği bisikletiyle gezerdi.
Çocuk, babasının durumunu bildiği için, apartmanın sakinleri tarafından çöpe atılan hurda bir bisikletle idare ediyordu. Bisikletin her yeri dökülmüştü. Üzerinde "boya" diye bir şey kalmamış, bütün metal kısımları paslanmıştı. Üstelik de pedalları yamulmuş ve seledeki yaylar tek tek fırladığından, poposunu acıtmaya başlamıştı.
Küçük çocuk, esasında bu duruma razıydı. Fakat bisiklet, geçen sene bile küçük gelmişti. Bu yıl biraz daha uzadığından, onu terk etmekten başka çaresi yoktu.
Bisikleti kucaklayıp kapı önündeki çöplerin arasına bıraktığında, küçük çocuğun aklına bir fikir geldi: Artık bisikletsiz kaldığına göre, bir dilekçe yazıp yenisini isteyebilirdi. Ama onu kime göndereceğini bilemiyordu. Üstelik de annesi, ne kadar fakir olursa olsunlar, başkalarına el açmayı çirkin bulurdu.
O halde?..
O halde, dilekçesini Allah'a gönderirdi. Zaten dedesi de, Allah'ın çok zengin ve cömert olduğunu, insanlara verdiği hediyelerle, zenginliğinin bir gram bile azalmayacağını sık sık tekrarlıyordu.
Çocuk, büyük bir titizlikle yazdığı dilekçesini, karne parası ile aldığı bir uçan balonun ipine bağladıktan sonra, onu serbest bıraktı.
Dilekçede: "Allah'ım.. Bana bir bisiklet gönderir misin?"
yazıyordu. İmza yerinde ise, onu çağırırken kullandıkları isim vardı: "Ufaklık"
Küçük çocuk, balonun nereye gittiğini takip etmeye koyuldu. Biraz sert esen rüzgar, onu civardaki yüksek binalar arasında dolaştırıyor ve yükselmesini engelliyordu. Balon, onların arasında gidip geldikten sonra, dar bir sokağa girerek gözden kayboldu.
Çocuk, balonun gökyüzüne çıktığından emin değildi. Bu yüzden, köşedeki ihtiyardan bir balon daha alarak dilekçesini tekrarladı. Ve bulutlara doğru yükselen balonun ardından dua etti.
Küçük çocuk, yaptığı işi arkadaşlarına anlattığında, onların alaylı gülüşmeleriyle karşılaştı. Fakat, hiçbirine aldırmadı. Dilekçesi yerine ulaşırsa, bisikleti kesinlikle gelirdi.
Ufaklık, top oynayanları seyre koyulduğunda, bisiklet taşıyan bir adam gördü. Her yanından pırıltılar saçan bisiklet, kim bilir hangi zengin çocuğun karne hediyesiydi.
Bu arada, mac yapan çocuklar da oyunlarını kesmiş ve meraklı bakışlarını, kendilerini büyüleyen bisikletin üzerine çevirmişlerdi.
Kucağında bisiklet olan adam, onlara bir şey sorduktan sonra, ağır adımlarla çocuğun yanına geldi ve yanağını okşayıp:
- Merhaba arkadaş!.. dedi. "Ufaklık" denilen adam sen misin?
Küçük çocuk, ağzını açmasına rağmen bir ses çıkartamadı. Cebindeki misketleri sanki boğazına sıralanmış ve nefes almasını zorlaştırmıştı.
Sadece başını sallayabildi.
Adam kısık bir sesle:
- Dilekçen kabul edildi yavrum!.. Hediyeni inşallah beğenirsin.
Adam, bisikleti çocuğun kucağına bırakırken, onun küçük kalbinin yerinden fırlayacak kadar hızlı attığını fark etti. Ve kızarmış yanaklarına bir öpücük kondurup uzaklaştı.
Bisikleti getiren adam, çocukların şaşkın bakışları arasında yan sokağa kıvrıldı ve bir apartmana girip üst kattaki dairesine çıktı. Kapıyı açtığında, kendisini karşılayan küçük kız:
- Baba!.. diye bağırdı. Biliyor musun, bizim balkona uçan bir balon girmiş!.
Adam, onu kucaklayıp:
- Biliyorum yavrum!. diye okşamaya başladı. Sen uyurken girmişti. İpine de bir kağıt bağlamışlar.
Okunma Sayısı:
0
/ Yorum Sayısı:
0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
Üye olmak için tıklayınız...
Buluşun Öncüleri
Psiko - Sağlık
İlişki Problemleri
Merak Ettikleriniz
Psiko Kefy
Sosyal Fobi
Kadın - Erkek
Başarı Hikayeleri
Seçkin Öyküler
Kişisel Gelişim
Depresyon
Sağlık Psikolojisi
Psikolojik Sorunlar
Okul Problemleri
Business Psikoloji
Kaliteli Sözler
Bilişsel Terapi
Tebessüm
Psiko - Siyaset
Panik Atak
Diger Fobiler
Psiko - Eğitim
Paradokslar
Gestalt Terapi
Neuro Psikoloji
İlginç Bilgiler
Psiko - Spor
Psiko - Aile
Hiper Aktivite
Hazır Cevaplar
Psiko - Analiz
Davranışsal Terapi
Psiko - Kitaplık
Obsesif - Kompulsif
Psiko - Çocuk
Kilo Sorunlari
Psiko - Kitap
Psikoloji Nedir?
Çocuk Psikolojisi
Dikkat Eksikligi
Psikoloji Tarihi
Kognetif Terapi
Psiko - Dinamik
Psikoterapi Nedir?
Bagimlilik Problemleri
Konusma Bozuklugu
Psikiyatri İlaçları
Sinema Terapisi
Duygusal Zeka
Psiko Biyografi
Ergen Psikolojisi
Kompleksler
Psikoloji Ekolleri
Psikolojinin Alt Dalları
Psikoloji Etiği
IQ
Araştırma Yöntemleri
Savunma Mekanizması
Psiko - Drama
Ruhsal Zeka
Andropoz Psikolojisi
Asabiyet
Beden Dili
Bilinçaltı
Değişim
Diksiyon
Empati
İkna
İletişim
İnsan Tanıma
Karar Vermek
Korku
Menopoz Psikolojisi
Mutluluk
Özgüven
Sabır
Stres
Şiddet
© donusumkonagi.net Psikoloji Portalı
Tüm Hakları Saklıdır - Dönüşüm Konağı Psikoloji Enstitüsü - Kullanım Sözleşmesi